Mutafzade Ahmed Efendi Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi
Mutafzade Ahmed Efendi (ö. 1883) Zâkir ve dinî eserler bestekârı.
Hayatı hakkında fazla bilgi yoktur. Tahsilini İstanbul medreselerinde yaptıktan sonra kadı naibi olarak çeşitli yerlerde, bir müddet de Gelibolu’da bulundu. Hayatının büyük bir kısmını Üsküdar Bulgurlu’daki köşkünde geçirdi. Sünbüliyye tarikatına intisap ederek Koca Mustafa Paşa Hankahı’nda uzun yıllar zâkirlik yaptı. Yenikapı Mevlevihanesi şeyhi Osman Selâhaddin Dede’ye de intisabı bulunan Ahmed Efendi, 1846’da mûsikideki hocası Hammâmîzâde İsmail Dede Efendi ile birlikte hacca gitti. 1868’de Mısır mevleviyetine tayin edildi (bu tayin için Yûsuf Kâmil Paşa’nın Mısır hidivi İsmail Paşa’ya yazdığı tavsiyenâmenin sureti için bk. İbnülemin, s. 32-331. Bu göreve tayininden ölümüne kadar geçen zaman içerisindeki hayatıyla ilgili herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. 13 Aralık 1883’te İstanbul’da vefat etti.
İlmiye sınıfının önde gelenleri arasında yer alan Ahmed Efendi, bir süre Sadrazam Alî Paşanın imamlığını yapmış, ancak asıl şöhretini dinî besteleri ve bu sahadaki Seracılığı ile kazanmıştır. Zâkirliği sırasında bilhassa okuduğu durak ve mersiyelerle şöhret bulmuştur. Mûsikideki hocası İsmail Dede Efendi’nin en seçkin ve sadık talebelerindendi. Hac yolculuğunda hocasını yalnız bırakmamış, onun Mina’da vefatı sırasında da yanında bulunmuştu. Çok kuvvetli bir hafızaya sahip olan Ahmed Efendi, Dede Efendi’nin meşkettiği bütün eserleri öğrenmiş ve talebelerine de öğretmiştir. Ayrıca Nâyî Osman Dedenin bestelediği mi’râciye’nin neva bahri ile mevlid bestelerinin unutulmak üzere olduğunu görüp dileyenlere bu eserleri öğretmek istemiş, ancak kimse buna iltifat etmediğinden Türk dinî mûsikisinin bu eşsiz eserleri bugün unutulmuştur. Yetiştirdiği talebeler arasında, Said Paşa İmamı diye meşhur olan mevlidhan Hasan Rızâ Efendi (ö. 1890), mersiyehan Hüseyin Tevfik Efendi (ö. 1906), Şeyh Hüseyin Fahreddin Dede (ö 1911) ve Şeyh Said Özok (ö 1945) en tanınmışlarıdır. Bestelediği eserlerden günümüze sadece iki ilâhi ve bir şarkı ulaşmıştır.
Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi