Mustafa Sibai Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi
Mustafa es-Sibâî (1915-1964) Suriye İhvân Müslimîn teşkilâtının kurucusu,
Suriye’nin Humus şehrinde doğdu. Tanınmış âlimlerin yetiştiği bir aileye mensuptur. Dedeleri gibi babası Hüsnî es-Sibâî de Humus’taki el-Camiu’l-kebîr’in hatibi olup Fransızlar’a karşı verilen istiklâl mücadelesinde önemli rol oynamış, çeşitli cemiyetlerin kuruluşuna ve faaliyetlerine katılmıştır. Mustafa es-Sibâî, Kur’ân-ı Ke-rîm’i ezberledikten sonra temel İslâmî bilgileri babasından aldı. İlköğrenimin ardından kaydolduğu sert liseden 1930’da mezun oldu. Babasıyla birlikte katıldığı İlim meclislerinde Humus müftüsü Tâhir el-Etâsî. Zâhid el-Etâsî, Muhammed el-Yâ-sîn, Abdüsselâm Talâlîb, Enîs Talâlîb gibi şahsiyetleri tanıdı ve onlardan ders aldı, genç yaşta babasının yerine hatiplik yaptı. Henüz on beş yaşındayken yabancı misyon okulları ile mücadele etmek için gizli bir cemiyet kurduğu söylenen Sibâî, 1931’de Fas’taki Fransız sömürge yönetimi aleyhine bildiriler yayımladığı, 1932’de bir cuma namazı hutbesinde Fransız manda yönetimini eleştirdiği için tutuklandı.
1933’te Ezher’de tahsil görmek üzere Kahire’ye gitti. Buradaki öğreniminin ardından Külliyyetü’ş-şerîa’da hazırladığı es-Sünne ve mekânetühö ü’t-teşrfi’l-İslâmî başlıklı teziyle doktor unvanını aldı (1949). Mısır’daki öğrenciliği sırasında siyasetle yakından ilgilendi. Kahire’de Hasan el-Bennâ ile tanışarak İhvân-ı Müslimîn’in faaliyetlerine iştirak etti. 1934’te İngiltere karşıtı gösterilere katıldığı için tutuklandı. 1940’ta Reşîd Ali Kîlânî’nin İngiliz karşıtı Irak isyanını desteklemek üzere Mısır’da gizli bir cemiyet kurduğu suçlamasıyla Kahire’de İngilizler tarafından yine tutuklandı ve iki ay sonra Filistin’deki Sarfad toplama kampına gönderildi. Burada dört ay kalan Sibâî serbest bırakılınca Humus’a dönerek Şebâb-ı Muhammed teşkilâtını yeniden örgütledi. Ancak bu defa Fransız manda yönetimi tarafından tutuklandı ve önce Beyrut’taki el-Miye ve Miye toplama kampında, ardından Râşeyyâ Kalesi’nde olmak üzere iki buçuk yıl hapiste kaldı. Bu sırada mâruz kaldığı işkenceler yüzünden sağlığı önemli Ölçüde bozuldu. Hapisten çıktıktan sonra Humus’ta bir lisede İslâm dini ve Arapça öğretmeni olarak göreve başladı. 1945’te Şam’da el-Ma’hedü’l-Arabi’yi kurarak müdürlüğünü yaptı. Eğitim ve öğretim faaliyetleri yanında asıl önemli girişimini 194O’lı yılların ortalarında gerçekleştirdi ve mevcut bazı cemiyetleri İhvân-ı Müslimîn çatısı altında topladı; kendisi de bu teşkilâtın Suriye liderliğine seçildi. Fransızlar’ın Nisan 1946’da Suriye’den çekilmesinin ardından İhvân-ı Müslimîn siyasî hayatta aktif rol almaya başladı ve 1947’de ilk defa gerçekleştirilen parlamento seçimlerine katıldı.