Mustafa Reşit Paşa Kimdir, Hayatı, Tanzimat Dönemi, Hakkında Bilgi
Mustafa Reşid Paşa (1800-1858) Osmanlı sadrazamı, Tanzimat döneminin Önde gelen devlet adamlarından.
16 Şevval 1214te (13 Mart 1800) İstanbul’da Davutpaşa mahallesinde doğdu. Koca ve Büyük lakaplarıyla anılır. Babası II. Bayezid evkafı rûznâmçecisi Mustafa Efendi’dir. İlk eğitimini babasından aldı. Bir süre mahalle mektebine devam etmekle birlikte düzenli bir öğrenim görmedi ve kendi kendini yetiştirdi. Küçük yaşta babasını kaybedince eniştesi Ispartalı Seyyid Ali Paşa tarafından himaye edildi; paşanın serasker olarak Mora’ya ve ardından Hüdâvendigâr ve Kocaeli mutasarrıflığına tayininde onun yanında bulundu. Eniştesinin kısa süren sadâreti sırasında (1820-1821) mühürdarlık vazifesini üstlenip devlet memuriyetine girdi. Seyyid Ali Paşa’nın görevden alınmasından sonra Davutpaşa mahallesindeki evine çekildi, geçim sıkıntısı içinde geçen bir dönem yaşadı. Ardından Beylikçi Akif Efendi’ye intisap etti ve Babıâli Mektûbî Kalemi’ne tayin edildi. Onun aracılığıyla 1828-1829 Osmanlı-Rus savaşı esnasında orduyla hareket eden Sadrazam Sırrı Paşa maiyetine mühürdar olarak verildi. Ordudan yazdığı tahrirattaki sade anlatımı ve terkip kudreti II. Mah-mud’un dikkatini çekti. 1829 Edirne barış görüşmelerine başkâtip sıfatıyla katıldı. Daha sonra âmedî odasına geçti. Burada, yeteneklerini takdir eden Reîsülküttâb Pertev Efendi’nin şahsında kendisine bütün ömrünce bağlı kalacağı önemli bir hami buldu ve Kavalaiı Mehmed Ali Paşa ile yapılan görüşmelerde ikinci kâtip olarak onunla beraber Mısır’a gitti (1830). Böylece ileride devleti çok zor durumda bırakacak olan Mısır meselesiyle tanışmış oldu. Dönüşünde âmedî vekili (1833) ve Haziran 1832’de asaleten âmedî oldu. Mısır kuvvetlerinin Konya’daki galibiyeti üzerine Halil Rifat Paşa maiyetinde tekrar Mısır’a gitti. Kütahya’da Kavalalı İbrahim Paşa ile yapılan görüşmelere katıldı (Mart-Mayıs 1833). Adana muhassıllığının Kava-lalr İbrahim Paşa’ya bırakılmasının önlenememiş olması sebebiyle gözden düştü.
1830’da Fransız işgaline uğrayan Cezayir’in durumunu görüşmek ve tahliyesini sağlamak amacıyla âmedîlik üzerinde kalmak üzere Temmuz 1834’te fevkalâde orta elçi sıfatıyla Paris’e gönderildi. Viyana’-da Prens Metternich ile görüşme fırsatı buldu, Mısır ve Cezayir meselelerinde Avusturya’nın desteğini kazanmaya çalıştı. Özellikle Fransız basınında Osmanlı Devleti lehinde propaganda yapılması ve Mısır Valisi Mehmed Ali’ye karşı kamuoyunun kazanılması yönünde girişimlerde bulundu. Mart 183S’te İstanbul’a döndü ve Temmuz ayında Paris’e daimî elçi olarak tayin edildi. Eylül 1836’da Londra elçiliğine getirildi. Özellikle devrin büyüK askerî ve ekonomik gücü olan İngiltere’nin yardımının sağlanması için çalıştı. İngiltere’nin Cezayir’in işgali hususunda tarafsızlıktan ayrılmamış olmasına rağmen Mehmed Ali Paşa’nın ihtiraslarına gem vurulması konusunda Osmanlı Devleti’nin yanında yer almasını teminde başarı kazandı.