Mustafa Kemal Atatürk Kimdir, Hayatı (Cumhuriyetin İlanı Yılları, Dönemi) Hakkında Bilgi
Büyük Millet Meclisi hükümetinin kurulması ile Millî Mücadele tek bir merkeze kavuştu. 10 Ağustos 1920’de imzalanan Sevr Antlaşması Anadolu topraklarının bile paylaşıldığını gösterdi. Fakat bu varsayımlara karşı daha 1920 yılı dolmadan doğuda Ermeniler’e karşı ilk zafer kazanıldı. Bunu Batı Anadolu’da Yunanlılara karşı kazanılan İnönü zaferi İzledi (10 Ocak 1921). Bazılarınca “çete savaşı” diye küçümsenen bu savaşı Mustafa Kemal “ülkenin kutsal topraklarını düşman istilâsından kurtaracak olan kesin zaferin başlangıcı” olarak niteledi. Öyle ki meclis kürsüsünden de Nâmık Kemal’in dizelerini, “Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini / Bulunur kurtaracak baht-ı kara mâderini” şeklinde değiştirerek okumuştu. Büyük Millet Meclisi ordularının bu başarılan karşısında İngiltere, Fransa ve İtalya, 1921 Şubatında Londra’da düzenledikleri konferansa Ankara’yı da çağırmak gereğini duymuşlardı. Ancak bu toplantıya katılan Hariciye Vekili Bekir Sami Bey’in (Kunduh) söz konusu devletlere bazı imtiyazlar taşıyan sözleşmeler imzalaması Mustafa Kemal’in sert tepkisine yol açtı. Meclis görüşmelerinde bunların memleketin bütünlüğüne ve millî hâkimiyet ilkesine ters düştüğünü belirtince sözleşmeler reddedildi. Meclisin yeni toplantı yılını açış konuşmasında da, “Artık yeis ve üzüntü günleri çok arkada kaldı. Biz hakkımızı, hayatımızı, memleketimizi, namusumuzu müdafaa ediyoruz ve edeceğiz. Meşru isteğimizi tanımamak yüzünden akan ve akacak kanların mesuliyeti şüphesiz sebep olanlara ait olacaktır” diye geleceğe güvenini belirtti.
Öte yandan Batılı emperyalist devletlere ve onların rejimlerine karşı savaş açmış olan Sovyet Rusya’nın maddî ve manevî desteğini sağlamada yararın ötesinde zorunluluk gören Mustafa Kemal onlarla ilişki kurmaya yöneldi. Bu konuda ayrıca Kâzım Karabekir’den destek alınca meclisin açılışından üç gün sonra Büyük Millet Meclisi başkanı olarak Lenin’e bir mektup yazıp emperyalistlere karşı iş birliği çerçevesinde cephane ve para yardımında bulunulmasını istedi. Yazışmalar sürerken 1920 Mayısında Moskova’ya önce özel bir heyet gönderildi ve arkasından da Ali Fuat Bey büyükelçi olarak tayin edildi (21 Kasim 1920). Sovyetler, üç livadan biri olan Batum’u Türkiye’ye bırakmak istemediklerinden pazarlıklar hayli uzun sürdü; sonunda 16 Mart 1921’de Moskova’da bir Dostluk ve Kardeşlik Antlaşması imzalandı.
Çok geçmeden Yunanlılar İnönü’de ikinci defa yenilgiye uğratıldı (1 Nisan 1921). Mustafa Kemal’in kutlama telgrafında yer alan, Hamdullah Suphi’nin (Tanrıöver) kaleminden çıkmış değerlendirme ile İsmet Paşa bu savaşta “milletin makûs talihi”ni yenmişti. Üstelik bu basan karşısında Fransızlar da Ankara Antlaşması’nı imzalayıp (20 Ekim 1921) işgal ettikleri Antep’ten ve Adana’dan çekildi. Söz konusu antlaşma ile Sancak diye anılan Antakya ve İskenderun özel bir statüye bağlanarak Suriye’ye bırakıldı. Ancak Mustafa Kemal “Hatay sorunu” adını verdiği bu kaybı hayatının sonlarında çözecekti.