Edebi Şahsiyetler

Müneccimbaşı Ahmed Dede Kimdir, Kısaca Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

AHMED DEDE [Müneccimbaşı] (1631-1702)

Osmanlı tarihçi. Önemli bir genel dünya tarihi yazmıştır.

Selanik’te doğdu, Mekke’de öldü. Konya Ereğli’ sinden Selanik’e göç etmiş Lutfullah adlı bir çuhacının oğludur. Bir süre babasının yanında çalıştı. Selanik Mevlevihanesi’ne girip Şeyh Mehmed Efendi’ ye derviş oldu. Şeyhinden ve Selanik Müftüsü Abdullah Efendi’den ders aldı. Öğrenimini ilerletmek için 1655’te İstanbul’a gitti.

Minkarizade Yahya, İbrahim Geredî, Ahmed Nahlî gibi devrin bilginlerinden tefsir, hadis ve fıkıh okudu. Kasımpaşa Mevlevihanesi Şeyhi Halil Dede’ ye mürid oldu. Ondan ilm-i maâni (sentaks) ve mesnevi okudu. Halil Dede, öğrencisinin mantık ve hikmet (felsefe) öğrenmesine izin vermeyince bu bilim dallarını Dersiam Salih Efendi’den öğrendi. Ayrıca Hekimbaşı Salih Efendi’den tıp, Müneccimbaşı Mehmed Efendi’den matematik ve astronomi okudu.

Müneccimbaşı Mehmed Efendi ölünce onun yerine geçti (1667-1668). IV. Mehmed tahttan indirilince (1687) Mısır’a sürüldü. Son yıllarını Mekke ve Medine’de geçirdi. Burada fıkıh ve hadis okuttu. 28 Şubat 1702’de Mekke’de öldü.

Döneminin ünlü bilginlerinden olan Ahmed Dede, tefsir, hadis, tıp, mantık, hendese gibi çeşitli alanlarda ürün verdi. Âşık mahlası ile Türkçe şiirler yazdı. Asıl ününü, yazdığı Sahaifü’l-Ahbâr fî Veka-yii-lAsar adlı tarih kitabıyla kazandı. Bu 1673’e değin geçen olayları anlatan Arapça bir dünya tarihidir. Yapıtın bazı yazma nüshaları Camiü’d-Düvel adını taşır. Bu, içeriğine bakılmadan başkaları tarafından verilmiş bir addır. Şair Nedim başkanlığındaki bir kurul tarafından Türkçe’ye çevrilmiştir. Ahmed Dede, yapıtın önsözünde tarihini yazarken yararlandığı kitapların adlarını da sayar. Bunların 47’si Arapça, 17’si Farsça, 8’i Türkçe’dir. Daha sonra zaman, tarih bilimi ve tarihçi de gerekli nitelikler üstüne bilgi verir. Yaradılıştan başlayarak peygamberler tarihini, dört halife dönemini, İslam’dan önce ve sonra kurulan devletleri, tavaif-i mülûk’u anlatır. Reşideddin’in dışında hiçbir İslam tarihçisinin söz etmediği Müslüman olmayan devletlerin tarihlerini kaydeder. Son olarak 1673’e değin Osmanlı tarihini özetler. Kimi tarihçiler, yapıtın Türkçe çevirisinin eksik ve hatalı olduğunu farkedip, Anadolu Selçukluları (1935), Ka-rahanlılar (1940), Osmanlılar (1974), bölümlerini yeniden Türkçe’ye aktarmıştır. Yapıtın Latince, Almanca ve Rusça kısaltılmış çevirileri vardır.

Ahmed Dede’nin Letaifname adlı yapıtı, Ubeyd-i Zakani’nin, Arapça latifelerinin Türkçe çevirisidir. Feyzü’l-Harem ise, okuma, konuşma ve tartışma kurallarını açıklayan Arapça bir yapıttır. Risale fî Tahkikü’l-Kinâye, kinaye üstüne çeşitli görüşleri inceleyerek açıklamaya çalışan Arapça bir risaledir. Talî-i Sal, ay tutulmasını açıklayan Arapça bir risale, Haşiye-i Tefsir-i Beyzavî, Beyzavî’nin Kuran tefsiri üzerine yazdığı haşiyedir. Divan-ı Eş’ar, Aşık mahlası ile yazdığı Türkçe şiirleri kapsar.

•    YAPITLAR (başlıca): Sahaifü’l-Ahbâr fî Vekayii-l Âsar, (ö.s.), 3 cilt, 1868-1869; Letaifname; Feyzü’l-Harem; Risale fî Tahkikü’l-Kinâye; Talî-i Sal; Haşiye-i Tefsir-i Beyzavî; Divan-ı Eş’ar.

•    KAYNAKLAR: N. Atsız, Müneccimbaşı Şeyh Ahmed Dede Efendi Hayatı ve Eserleri, 1940; F. Babinger, Osmanlı Tarih Yazarları ve Eserleri, 1982; Z.V. Togan, Tarihte Usul (2.bas.) 1969; M.H.Yınanç, “Tanzimat’tan Meşrutiyet’e Kadar Bizde Tarihçilik”, Tanzimat I, 1940.