Sosyoloji

Modernleşme ve Bilinç

Peter
L. Berger, Brigitte Berger, Hansfried Kellner – Modernleşme ve Bilinç

Geleneksel toplum yapısında kendisini
evinde hisseden insan, modern toplumda tam anlamıyla yalnızlaşmış “evsiz,
yurtsuz” kalmıştır.

Modernizasyon (…) evrensel bir dindir ve
kendine özgü kavramları, kendine özgü bir yaşama biçimi, belirlenmiş bilinç
yapıları vardır. (s. 8)

Modern bilinç problemi / Giriş bölümünde
bunun ne anlama geldiği açıklanmaktadır.

İkinci bölümde modernizasyon süreci
incelenecektir.

Üçüncü bölümde, protesto niteliğinde
olaylar incelenecek.

Sonuç bölümünde ise çalışmamızın politik ve
pragmatik tezahürleri tartışılacaktır.

(Moden
sözcüğü, kelimeyi duyduğumuz anda “yeni” olanı çağrıştırır, modernlikle ilgili
tüm tartışmalarda muhalif fikirlerin karşısındaki ilk handikap bu algıdır;
modern, yeniyi çağrıştırırken onun karşısına çıkan her fikir “eski, geri” anlam
bağlamına mahkûmdur. Modern, sırf bu algı nedeniyle tartışmanın başında üstün pozisyonda
konumlandırır kendini.

Gerçek
olmayan, sadece bilinçteki algıya dayanan bu üstünlük sanısı, modernlik
probleminin temelidir.

Modernliğin
keskin, sınırları belirgin bir tanımının yapılmaması, anlam bağlamının geniş ve
ucu açık bırakılması (bu durum kastidir) modern sözcüğünün bilinçlerde yer
tutmuş anlamlarının korunması amacına hizmet eder. Modernite ciddi biçimde
sorgulanmaya başlandığında, modernliğin üstü örtülü savunucuları, bugün
post-modern dediğimiz söylemlerle sözcüğün tanımlanma girişimlerini geçersiz
kılan bir epistemoloji geliştirmeye çalıştılar. Her halükârda modernlik
problemi tanımlanırken dahi müthiş bir çeşitlilik çıkarır karşımıza ve bu yolla
ıslaha yönelik her girişimi geçersiz bırakmayı başarır. Lafı uzatmadan şunu
belirtelim; tanımlanırsa artık “yeni” algısı geçerli kalamaz, eskimeye mahkûm olur.
En çok da bu nedenle modern sözcüğü ısrarla “yeni” olan herhangi bir metaya,
nesneye iliştirilerek kullanılır. Öyleyse nedir modernlik? Kapitalist üretim
modelinin çerçevelediği yaşa(yama)ma biçiminin adıdır modernite. Bu bir yaşama
biçimi olduğu için çağımızın dinidir. Modern insan, bu kümenin içindeki insandır.
)

Notlar

…bilgi sosyolojisinin ilk görevi, bilincin
mihenk taşlarının sistematik bir betimlemesi olmalıdır. (s. 25)

Bilgi sosyolojisi daima belirli bir sosyal
durumun muhtevası dahilinde bilinç ile ilgilenir. (s. 28)

Modern bilinç / kişiliğin
anonimleştirilmesi

Teknolojik üretim ve bürokrasi

Her ikisi de modernliğin çağdaş
olaylarıdır.

Çağdaş toplumda birey, doğrudan doğruya
veya dolaylı olarak, teknolojik üretim ve bürokrasi sahalarıyla karşılaşır.

Bu farklı kurumsal sahalar arasında bir
ilişki kurma durumunda olan birey, farklı zamanlarda farklı bilgi edinme
tarzları ile hareket etmeyi öğrenmek zorundadır. (s. 67)

Bürokrasi ile temas eden birey, kendi özel
yaşamındakinin ötesinde anlam yapıları ile karşı karşıya gelmeye daha çok
zorlanır.

Birey, hiç değilse özel yaşamında kendisine
özgü olacak diğer bireylerinkinden farklı bir tarz arar. İşin tuhaf yanı (…)
Amerika’da hepsi aynı dili konuşan, hepsi aynı şekilde giyinen, aynı estetik değerlere
bağlı olan ama bu arada da kendisinin diğerlerinden farklı, kendisine özgü bir
kişiliğinin olduğunu iddia eden milyonlarca insan vardır. (s. 87-88)

Kişilik ile bireylerin kendilerini
tanımladıkları tavrı ifade ediyoruz. Kişilik, bilincin özel yapısının esas
kısmıdır.

Modern kişilik, alışılmışın dışında, tuhaf
denilecek derecede farklılıklar arz eder.

Pre-modern veya modernlikten önceki diye
vasıflandırabileceğimiz toplumların insanları, yaşamlarını daha tutarlı bir
dünyada sürdürmekte idiler.

Modern bireyin sosyal dünyaların çokluğu
karşısındaki durumu, onu bu dünyaların birbirlerine göre olan konumlarını
değerlendirmeye zorlar.

Bireyin kendine ait değerlendirmeleri,
objektif sosyal dünyaya ait değerlendirmelerinden daha gerçekçi gibi gelir. Bu
nedenle de birey realitede ayak basacağı sağlam yeri, kendi içinde arar…

Sübjektiflik / derinlik kazanır. (s. 90-91)

Modern insanın sürekli bir kişilik
krizinden mustarip olması bu nedenle sürpriz sayılmamalıdır.

Din; insanın evrende kendisini evinde
hissetmesini sağlayan kognitif ve normatif yapı olarak tanımlanabilir.

Yaşamın farklı kesitlerine şimdi
birbirinden farklı anlamlar ve anlam sistemleri yön vermektedir. / Ev algısı bu
yolla yitirilir.

Çoğulculuk, dinin toplum ve birey
üzerindeki etkisini zayıflatır.

Entelektüeller

Şeref ve iffet kavramlarına pek iltifat
etmezler.

Modernliğin oluşmasında kapitalizm çok
önemli bir kuvvet olmakla beraber modernliği yaratan tek kuvvet değildir.

Weber’in yaklaşımının esası, kurumsal
süreçlerle bilinç düzeyindeki süreçler arasındaki karşılıklı nedensel ilişkiler
oluşturur. Bu karşılıklı ilişki, Weber’in söyleyişi ile “tercih temayülü”dür.

Weber’in çalışmasında ana önem Protestan
Ahlakı’nın doğuşu üzerindedir. Weber’e göre bu değer (…) modern kapitalizmin
doğması için son derece gerekli idi. (s. 117)

Bilimsel ve teknolojik gelişmeler

Seçkin bir insan gurubu tarafından gerçekleştirilir
(etiketli insanlar).

Toplumun sadece pek küçük bir kesimi bu
seçkin inanlar gurubunda yer alır(herkes bilim adı etiketi taşımaz). Oysa bu
seçkinlerin faaliyetleri kendi dışında kalan büyük gurubun özel yaşamını
etkilemekte yetinmez, bilinçlerini de etkiler. (s. 121)

Modern insan ve onun dünya görüşü ile
ilgili (…) teorilere (…) şüpheci bir nazarla bakılması gerektiği görüşündeyiz.

Bunların tamamı, soruna meseleyi
basitleştirerek, meseleyi muğlak, bulanık hale sokarak yaklaşmışlardır. (s.
126)

Teknolojik üretim

Bu üretim biçiminden türetilen temalar
sosyal yaşamın realitelerinin biçimlendirilmesinde başrolü oynamaktadırlar.

Modernliğin sembolik evren için en önemli
temalar:

– Bizzat toplumun kendisinin konu olması
(bürokrasi, bir yandan da toplumu düzene sokmak için çalışır)

İnsanlık tarihi boyunca sosyal yaşamın
tanımlanma biçimi ile özellikle çeliştiğinden toplumun bu manzarası hem
rahatlatıcı hem de can sıkıcı olabilir.

– Bürokrasinin (…) çoğulculuğun
tehditlerini hafifletici bir yol olarak konu etmesi.

Bürokratik sınıflandırma, bu çeşitliliği
düzene koymak için bir yoldur.

– Belirli yetki alanlarının özel yaşama
tahsisi.

– …bürokratik olarak tanınan haklara bağlı
insan hakları görüşü…

Böylece evrensel insan haklarından evrensel
bürokrasinin gerekliliği görüşüne doğru uzanan bir gelişme söz konusudur. (s.
131-132)

Modernizasyon, belirli kurumsal
birikimlerin ve bilinç içeriklerinin nakledildiği, taşındığı, iletildiği bir
süreç olarak düşünülmelidir.

Toplumlar söz konusu temaların frekansı ve
yığılma derecesine göre farklılık arz ederler.

Bu süreç sadece sosyal bir değişim değil,
aynı zamanda bir kültür empoze etme olayıdır. (s. 134)

Modern ekonomi, daha önce el değmemiş olan
bölgelere kollarını uzatır.

Modern ekonominin ilk etkileri yapıcı
olmaktan çok yıkıcı bir tarzda ortaya çıkar. (s. 139)

Ekonomik âlem, birey yaşamının son derece
özel ve bağımsız bir alanı olarak kavranmaya başlayacaktır.

Modernizasyon kavramı, teknolojik üretimden
daha çok bürokratik bilinç yapılarının etkisi altında kalarak şekillenmiştir.
(s. 146)

Özel yaşam ve toplum yaşamı ikilemi
modernliğin en önemli sosyal karakteristiklerinden birisidir.

Tunus köylüsünün bilgi taksonomisi

Tüm bilgi Allah’a aittir ve iki parçaya
ayrılmıştır: Gizli bilgi ve görünen açık bilgi.

Gizli bilgi Allah tarafından gizlenmiştir,
gözlerden saklanmıştır ve beş parçaya ayrılır: Kanun koymak, keramet, rahmeti
ruhlar ve cinler.

Görünür bilginin üç parçası vardır:
Politika, insan ve şeytanın bilgisi.

Şeytanın bilgisinin de dört parçası vardır:
Şeytana has bilgi, felsefe politikası, geometri ve endüstri.

…bunlardan sadece dört tanesi Avrupa’da
mevcuttur.

Endüstri ve geometri dinlerini inkâr etmiş
olanlar içindir. (s. 161-162)

Modernizasyona üç tip ideolojik yanıt
verilmektedir.

Modernizasyonu ödüllendiren veya
modernizasyonun meşruiyetini tasdik eden ideolojiler…

Modernizasyona muhalif olarak gelişmiş,
esas amacı modernizasyona direnç göstermek olan ideolojiler.

Modernizasyonu kontrol veya ihtiva etmek
yollarını arayan ideolojiler. (s. 178)

Modernizasyona karşı tepkiler (…) sınırsız
ideolojiler olmaktan çok kontrol ideolojileridir.

Daha çok yaşamın geleneksel sembollerini ve
desenlerini koruyarak modernizasyon ile gelişmeyi kombine etmeyi amaçlayan
ihtiras dolu çabalar vardır. (s. 183)

Modernizasyona verilen ideolojik yanıtların
en güçlüsü milliyetçiliktir.

Millet ve millet-devlet düşüncesinden doğan
milliyetçilik, özellikle Batı yapısıdır.

İşin ilginç yanı, milliyetçilik özellikle
bir modern ideolojidir, burjuvazinin bir ürünüdür. (s. 186)

İllich

Latin Amerika üzerine modern dünya
tarafından empoze edilmiş kurumlar olarak nitelendirdiği okulları inceledi.

Kapitalist sömürüye açık fikirlerin okullar
tarafından aşılandığı görüşünü savundu.

Kamu sağlığı, taşıma ve konut sorunları ile
başa çıkmaya çalışan modern sistemlerle ilgilendi ve her seferinde de bu
kurumların henüz yeni yeni gelişmekte olan Latin Amerika ülkelerinde özgürlük getirmek
yerine köleliği teşvik ettiği yolundaki görüşünü sergilemeye çalıştı.

İllich’in kültür devrimi

Eğer öğretilenler günlük yaşamın ilgi
alanıyla doğrudan doğruya ilgili iseler (öyle midirler?)…

Eğer bir kimse modernizasyonu kontrol etmek
istiyorsa, bu kimse modernliğin gereklerine yanıt verebilecek şekilde görüş ve
yeteneğe sahip olmalıdır. (s. 197-198)

Geniş halk tabakaları için politik yaşam,
anonim, anlaşılmaz ve yabancı olmuştur.

Modern toplumun belli başlı tüm kurumları
soyut hale gelir.

Bu kurumların tamamı bireyin günlük
yaşamında hiç anlamı olmayan (…) formel ve son derece uzak varlıklar olarak
vücut bulurlar.

Genel olarak bu hoşnutsuzluklar “evsizlik”
başlığı altında toplanabilir.

Modern bir toplumda insanlar (…)
kendilerine yer yurt edinecek bir köşe bulamazlar.

Fiziksel hareketliliğin bilinç düzeyinde de
uzantıları, izleri mevcuttur.

Bireyin hayatının çoğulculuk kazanmasının
bir sonucu olarak devreye giren gerek kognitif ve gerekse normatif manalardaki
genel belirsizlik, dine güvenirlik konusunda ciddi krizleri de beraberinde
getirmiştir. (s. 205)

Sanayi devriminden bu yana eğitim süreci
hızla uzadı. (s. 213-214)

(okullar,
özellikle de temel eğitimden sonraki sürece yönelik eğitim veren kurumlar,
bireyleri kapitalist sisteme entegre etmek için rehabilitasyon kurumları olarak
işlev görürler. Okul hayatı 15-20 yıla çıkarılarak insanlara çok uzun süren bir
gençlik dönemi sunulur. Bu süreç, bireylerin ekonomik ve politik hayat dâhil
olmalarını geciktirir, bu gecikme çok önemli çünkü insanların yaratıcı ve hatta
devrimci düşüncelere en fazla gebe oldukları süreç bu uzatılmış gençlik dönemi
içinde kalmakta ve ciddi bir sorumluluğu olmayan, sınavdan sınava sürekli bir
maraton içinde kalan birey, topluma katkı yapacak düşünce alanının yanına bile
yaklaşamamaktadır. İşte bu, kapitalizme hem yeni köleler kazandırır hem de
direniş potansiyelinin eritilmesini, sindirilmesini sağlar
).

Gençlik, buharlı makine ile aynı zamanda
icat edildi.

Toplumun empoze ettiği koşulların gençler
tarafından kabul edilmesi hemen hemen imkânsızdır. (s. 217)

Gençlik kültürü, genel hatları itibarıyla,
her türlü planlamaya, hesaba ve sistematik projelere karşı düşmanca hisler
beslemektedir.

Bu tavırları giyinme tarzları, dil
kullanımları ve genel itibariyle davranışlarından gözlenebilir.

Fonksiyonel rasyonelliğe karşı doğa tutkusu
(gençlerde göze çarpan tepki)

Modernliğin çok ilişkili düzenine karşılık
gençlik kültürü basitlik için şiddetli bir arzu duymaktadır. (s. 232)

Modernizasyonun global etkisini “evsizlik”
olarak tarif edecek olursak, demodernize tepkilerin en önemli arzusunun toplum
içerisinde “evde olma” arayışından ibaret olduğunu ifade edebiliriz. (s. 240)

Demodernizasyon, sosyal hareketliliği hızlandırmak
suretiyle, isyan ettiği modern yapıların varlığını sürdürmesine, daha bir
canlılık kazandırmasına dolaylı olarak da olsa hizmet etmektedir. (s. 246)

The Homeless Mind

Türkçeleştiren: Cevdet Cerit

Pınar Yayınları

İkinci baskı, Aralık 2000