Tarihi Şahsiyetler

Mimar Hayreddin Kimdir, Hayatı, Eserleri

Hayreddin. Hayreddin, II. Bayezid, devrinin (1481—1511) tanınmış Türk mi­marı. Türk tarih müellifleri her vakıf mües­sifinden, manzum tarih düşüren her şâirden ve her hattattan övgüyle bahsettikleri hâlde, mi­marî şaheserler vücûda getirmiş olanların isim­lerini nadiren zikrederler ve bunların hayatları hakkında ise, hemen hiç bilgi vermez­ler; onların bu âdetleri yüzündendir ki, mimar Hayreddin’in yaptığı işler bir bilinmezlik örtüsü altında kalmıştır. Bununla beraber ken­disinin tarihî bir şahsiyet olduğu muhakkaktır. Hayreddin’in mimar üstad Murad’ın oğlu olduğu rivayet edilir. En büyük eseri İstanbul’da (1501—1507 arasında inşa edilmiş olan) Bayezid Camiî olup, metîn bir mimarî eserdir (bu câmi hakkında bk. Evliya Çelebi, İstanbul, 1314, I, 142;  Tâc ül-tavarîh, İstanbul, 1179, ,H, 2ii; J. v. Hammer, Constantinopolis undder Bosporos, Peşte, 1822, I, 402; Skarlatos Byzantios, Kon&tantinopolis, Atina) 1890, I, 431).

Hayreddin’in önemi hakkında Türkler arasında geçerli olan genel anlayışa göre, bu zât Osmanlı mimarisinin asıl kurucusu sayılır ve Osmanlı mimarlarının en büyüğü ve dünya mimarlarının en büyüklerinden biri olan Sinan haricinde, kendisinden önceki (İlyas b. Ali, Mehmed Mecnun, Musâ v.b.) ve sonraki (Kâsım, Kemaleddiin) mimarlardan hiç birinin ona yaklaşamadığına inanılır; Ba­yezid camiî de bu hükmü teyit etmektedir.

Binanın asıl kubbesinin iki yarım kubbeye istinat ettirilmesinde, gerçi Ayasofya örnek tutulmuş ise de, bunda diğer bir anlayışta hâkim olmuş ve eserde daha ileri bir gelişme ortaya konulmuştur. Camiin inşası hakkında, efsânevî mâhiyette, bâzı rivayetler de vardır.

Hayreddin’in kendi ismini taşıyan bir kü­çük camii de vardır ki, Bayezid’de, Parmak-Kapı’da sadrâzam Sinan Paşa türbesine yakın bir mevkîdedir. Mimarın kabri de bu türbenin karşısındadır.

Ahmed Ati1, Tarih (İstanbul, 1291, I, 76) ‘inde, II. Bayezid devrindeki bütün inşaat faa­liyetini, yâni İstanbul ve civarı ile Bursa, Edirne ve Amasya’daki camiler, muhtelif medreseler, imaretler, hanlar, hamam ve çeşmelerden başka, Edirne, Osmancık, Geyve ve Saruhan’daki taşköprüleri ona isnat eder.

İlgili Makaleler