Edebi Şahsiyetler

Mikhail Bakhtin Kimdir, Hayatı, Kitapları, Hakkında Bilgi

BAKHTİN, Mikhail (1895-1975)

SSCB’li yazınbilimci. Yazın olgusunu söyleşimin yapısına (dialogical structure) ve söylem (discourse) içindeki bir sözcüğün işlevine dayanan bir yöntemle çözümlemeye çalışmıştır.

Mikhail Mikhailoviç Bakhtin’in yaşamı üzerine bilinenler bölük pörçük ve ayrıntılara pek inemeyen niteliktedir. I.Dünya Savaşı yıllarında Moskova Dilbilim Çevresi ile Koşuk Dilini İnceleme Kurumu’nu (OPAJAZ) oluşturan Rus Biçimcileri Jakobson, Tini-anov, Tomaşevski, Şklovski ve Eikhenbaum’dan daha genç olmakla birlikte, onların görüşlerinden etkilenmiş ve yazgılarını paylaşmıştır. Bakhtin’in ilk önemli yapıtı Problemi tvorçestva Dostoyevskoğo (1929) (“Dostoyevski Poetikasının Sorunları”), bu yazın ve düşün adamlarının Sovyetler Birliği’nin 1917’den sonraki kültür politikası ve siyasal tercihine ters düşüp, gözden düşmelerinden sonra yayımlanmıştı. Aynı yıl ayrıntıları pek bilinmeyen bir yargılamadan sonra Bakhtin’in beş yıl bir toplama kampında tutuklu kaldığı sanılıyor. 1938’de ise sağlık nedeniyle cezası sürgüne çevrilerek Kazakistan’la Sibirya arasındaki küçük bir kasabaya gönderildi. Eski bir hastalıktan dolayı bir bacağı kesilen Bakhtin, on beş yıl kadar Saransk Eğitim Enstitüsü’nde çalıştı. 1969’da gene sağlık nedenleriyle Moskova’ya yerleşti. Yaşamının son yıllarını bir yaşlılar evinde geçirerek 1975’te, seksen yaşında sessiz sedasız öldü. Katı bir hoşgörüsüzlük ortamı içinde, Bakhtin’in yaşamı boyunca kendi imzasıyla ancak iki yapıtı yayımlanabildi. Öte yandan izleyicileri Medvedev ile Voloşinov’un adlarını da kullandığı öne sürülmekte ve özellikle Voloşinov’un Marksizm i filosofija jazyka (“Marksizm ve Dil Felsefesi”) adlı kitabı ona mal edilmektedir. Dostoyevski konusundaki kitabı genişletilmiş biçimiyle 1963’te; 1940’ta bitirdiği, ama bir doktora tezi olarak ancak 1946’da savunabildiği Tvorçestva Fran-sua Rahle i narodrıaya kultura srednevekovya Rönesansa (“Rabelais ve Evreni”) de 1965’te basılabildi.

Biçimcilerle ilişkisi

Bakhtin’in, yazın olgusunu inceleme yöntemi ve Biçimcilik akımıyla ilişkisi 20. yy’m başlarında Batı Avrupa ve Rusya’daki dilbilim çalışmalarıyla bağlantılıdır. F. de Saussure, J.B. de Courtenav, Trubetzkoy, Jakobson gibi ünlü adların yanı sıra Moskova Dilbilim Çevresi ve Koşuk Dilini İnceleme Kurumu (OPAJAZ) gibi iki önemli kuruluş, dilbilim tartışmalarının merkezini oluşturur. Her iki kuruluşta da Rus Biçimcileri etkindir. Rus Biçimcileri’ne göre yazın yapıtının ayırt edici özelliği yazınsallık olduğuna göre, bu olgunun niteliği ancak, yazınsallıkla eş anlamlı kabul edilen şiir dilini incelemekle ortaya çıkartılabilir. Koşuk dilinin incelenmesi bu nedenle önem kazanır. “Şiirsellik” şiir dilinin “biçimini bozan” ve onu iletişim dilinden ya da Şklovski’nin dediği gibi “işlek diİden ayıran bir takım örgüler dizgesi olarak tanımlanmaktadır. Öyleyse bu örgülerin özelliklerini araştırmak, onları sınıflandırmak ve evrensel düzeyde nasıl kullanıldıklarını göstermek yazın incelemecilerinin temel görevi sayılır. Öte yandan koşuk diliyle ilgili araştırmalarda parçaların bütünle olan ilişkisinin göz önünde tutulmadığını ileri süren ve yazın yapıtına, daha doğrusu şiire, devingen bir yapı olarak yaklaşımı öneren görüşler de ortaya çıkmıştır. Bunun sonucunda dile ve sözsel sanata Yapısalcı yaklaşımın ilk temelleri atılmıştır.

İlgili Makaleler