Meşveret Gazetesi Yazarları, Tarihçesi, Hakkında Bilgi
Meşveret. İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin resmî yayın organı olarak Paris, Cenevre ve Brüksel’de yayımlanan siyasî gazete.
Türk basın tarihinin en önemli ürünlerinden olan gazete, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin Paris şubesi başkanı Ahmed Rızâ tarafından 1 Aralık 1895’te çıkarılmaya başlandı. Mechveret suppîement français başlığını taşıyan Fransızca nüshası da 7 Aralık’ta yayın hayatına girdi. Meşveret 6 Mayıs 1898’e kadar otuz sayı, Fransızca nüshası da 1908’e kadar 202 sayı yayımlandı. Gazetede Meşveret başlığının altında “ve şâvirhüm fi’l-emr” âyeti [Âl-i İmrân 3/159]yer almakta, “Osmanlı İttihat ve Terakkî Cemiyeti’nin vâsıta-i neşriyatıdır” denilmektedir. İlk zamanlarda on beş günde bir altı ile on sayfa halinde ve el yazısı taşbaskı olarak çıkarılmaya başlanan gazetenin iki veya dört sayfası “İlâve-İ Meşveret” başlığıyla veriliyordu. 12-23. sayılar matbaa hurufatıyla basılmış, 13. sayıdan itibaren “İlâve-i Meşveret” terkedilmiş ve zamanla yayım takvimi aksamıştır.
İlk sayısındaki mukaddimede din ve millet ayırımı yapmadan bütün Osmanlılar’ı ittihat ve ittifaka davet eden Ahmed Rızâ devlete ve Osmanlı hanedanına saygı gösterip kanun dairesinde itaat edeceğini, ancak umumun menfaatine zararlı işlerde tenkitten çekinmeyeceğini belirterek padişahın dalkavuğu olmadığı gibi milletin de riyakâr bir nedimi olmayacağını ifade etmiştir. Bir diğer vurgu da adalet müessesesinin padişahın keyfî ve müstebit siyasetine kurban edildiği hususudur.
Gazetenin başlıca yazarları Ahmed Rızâ, Hoca Kadri, Halil Ganem, “Bir Kürd” İmzasıyla Abdullah Cevdet, “Sâî” imzasıyla Şerefeddin Mağmûmî ve Mizancı Murad’dır. Ayrıca cemiyet üyeleri ve okuyuculardan gelen ve bazıları açık ad yerine M.C., M.F., H.H., K.M., A.D. gibi rumuzlar taşıyan birçok mektup ve yazı da gazetede yer alıyordu. Ahmed Rızâ, devletin verdiği görev ve maaşları kabul edip kendisini terkeden bir kısım arkadaşının asıl niyetinin imzalarını saraya karşı bir şantaj olarak kullanıp menfaat temin etmek olduğunu düşünerek yazılarda rumuz kullanmayı zorunlu kıldığını ve kişilerden söz eden yazıları yayımlamadığını kaydetmektedir.[Meclis-i Mebusan ue Ayan Reisi Ahmed Rıza Bey ‘in Anıları, s. 20]