Nedir ?

Mesnevi Nedir, Mesnevi Nazım Şeklinin Özellikleri, Türk Edebiyatında Kullanımı

Mesnevi (Ar. i.)

Her beyti kendi arasında birbiriyle kafiyeli nazım şekli ve bu nazım şekli ile ortaya konan eserlerin adı.

Tarihi

İslâmi edebiyatlarda pekçok örneği olan mesnevi şeklinin menşei oldukça eskidir. İlk örneklerini Arab Edebiyatı’nda buluruz. El-Lâhikî Pehlevî dilinde olan Kelile ve Dimne‘yi mesnevi nazım şekli ile Arabçaya tercüme etti. 10. yüzyıldan itibaren büyük bir gelişme kaydeden İran Edebiyatı’nda mesnevi nazım şekli yaygın olarak kullanıldı. Gazneliler devrinde mesnevi nazım şekli ile birçok eser yazıldı ise de ancak günümüze Firdevsî’nin Şehname‘si ve Unsurî’nin Vamık u Arza‘sı ile Ayyukî’nin Varaka vü Gülşah‘ı kaldı.

Büyük Selçuklu devrinde mesnevi nazım şekline olan ilgi artarak devam etti. Mevzular, eski İran efsanelerinden İslâm Tarihi’ne ve tasavvufa yöneldi. Senai’nin Hadika‘sı bu kabil eserlerin öncüsü sayılır. Attar’ın Mantıku’t-Tayr‘ı ile Mevlânâ’nın Mesnevi‘si bu devrin önde gelen tasavvufi mesnevileri arasında yer alır.

İran Edebiyatı’nda en başarılı mesnevi şâiri Nizamî’dir (V. 1203). Onunla mesnevi nazım şekli gerek şi’riyet, gerekse hikâyecilik bakımından fevkalâde yüksek bir seviyeye ulaştı.

Mesnevi nazım şekli İslâm-Türk Edebiyatı’nda, 11.yüzyıldan başlayarak 19. asra kadar pekçok şâir tarafından kullanılmıştır. Türk Edebiyatı’nda ilk mesnevi Yusuf Has Hacib’in Kutadgu Bilig adlı eseridir (bk. Kutadgu Bilig). 13. yüzyılda Ahmed Fakih’in Çarhnâme’si Şeyyad Hamza’nın Yusuf ü Zeliha’n Türk Edebiyatı’nda diğer iik mesnevi örnekleridir. 14. yüzyıl eserleri arasında Attar’dan Hoca Gülşehrî tarafından tercüme edilen Mantıku’t-Tayr, Aşık Paşa’nın Garibnâme‘si zikredilebilir. 15. yüzyıldan itibaren edebiyatımızda mesnevi tarzında yazılan eserler giderek arttı. İran Edebiyatı’nın önde gelen mesnevileri Türkçeye tercüme edildi.

Türk Edebiyatı’nda bazı mesneviler şehir hayatı ve bilhassa o şehirde yaşayan güzellerin tasvirlerini konu alırlar. Şehrengiz denilen bu mesnevilerin ilk örneklerini Mesihî (1512) verdi. Giderek bu mesnevilerin de sayıları arttı. Asırlar içinde başarılı örnekleri görüldü.

Türk Edebiyatı’nda Batı tesiri ile beraber 19. asırdan sonra mesnevi nazım şekli, yerini yavaş yavaş roman, hikâye ve bazı nesir çeşitlerine terketmiştir.

Özellikleri

Mesnevilerde beyit sayısı ikiden başlayarak istenildiği kadar arttırılabilir.

Mesnevîler’in girişinde, kaside şeklinde, tevhid, münacât, na’t, miraç, mu’cizât, medh-i çehar yar, padişah için övgü, devlet büyüğüne övgü, sebe-i telif sırası yer alır.

Asıl konuya “âgâz-ı dâstân”, “matla-ı dâsıân”, “âgâz-ı kıssa”, “âgâz-ı kitâb’gibi başlıklarla girilir. Ara başlıklar çoğu zaman Farsça verilir:

“Tetümme-i makal ve bakkıyye-i vast-ı hâl” gibi.

Hâtime de (bitiş bölümü) de genellikle Tanrı’ya “hamd ü senâ’da bulunulur, sultana övgü düzülür, şair kendim över; tanınmış mesnevi şairlerim anar; şair eserine verdiği adı söyler, beyit sayısını belirtir; acemi müstensihleri yerer; mesnevinin beyit sayısını belirtir; okuyucudan hayır dua ister; mesnevinin veznini söyler.

Bunların hepsi birden mesnevide olmayabilir.

Mesnevîler’de çokluk Hüsrev ü Şirin, Yusuf u Züleyhâ ve Leylâ ve Mecnun gibi Doğuda çok işlenmiş konular işlenir. Şair, olayların akışını kendine göre sıralar. Başka eserlerde bulunmayan olayları ekler. Bu yola başvurmanın önemli bir sebebi esere orijinallik vermesidir. Konu birliği sağlanmadığı, olayın kahramanları olağanüstü kişilik verildiği, yer ve zaman belirtilmediği için mesnevilere masal havası hâkimdir.

Mesnevîler’in dili, devrinde yazılmış diğer eserlere göre daha sadedir.

Beş mesnevinin hepsine birden hamse denir. Hamse sahibi olmak bir hüner kabul edilirdi. Edebiyatımızda beş mesnevi yazan şairler şunlardır: Ali Şîr Nevâî, Hamdullah Hamdi, Yahya Bey, Ahmed-i Rıdvan, Nev’îzâde Atâyî, Lâmi’î.

Türleri

Mesneviler konularına göre şu başlıklar altında toplanabilirler,

  • Dinî: Mevlidler, hicretnameler, miraciyeler, kırk hadis şerhleri, hilyeler…Süleyman Çelebi’nin Vesiletü’n-necat (Mevlid)’ı,
  • Tasavvufi: Mevlânâ’nın Mesnevî’si gibi…
  • Ahlâki: Sa’di’nin Ferhengname tercümesi gibi…
  • Tıp, astroloji gibi belli bilgi alanlarını işleyen mesneviler…
  • Menkâvebî: Battalnâme, şahnâme gibi…
  • Tarihî olayları ve fetihleri konu alan mesneviler. (gazavatnâme, zafernâme, fetihname)
  • Ana teması aşkı ve macera olan mesneviler: Yusuf u Zelîha, Leylâ ve Mecnûn, Hüsrev ü Şîrîn gibi…
  • Sosyal bayatı tasvir eden mesneviler: Ta’rifnameler, şehrengizler, surnâmeler…
  • Mizahî mesneviler: Şeyhi’nin Har-nâme’si gibi…

İlgili Makaleler