Türk Edebiyatı

Mesnevi Nazım Şekli Nedir, Özellikleri, Örnekleri, Hakkında Bilgi

Mesnevi. Fars, Türk ve Urdu edebiyatlarında birbiriyle kafiyeli ikişerli mısralardan oluşan nazım şekli.

Sözlükte “ikişer ikişer” anlamındaki mesnâ kelimesinin nisbet eki almış biçi­mi olan mesnevi edebiyat terimi ve na­zım şekli olarak ilk defa Fars edebiyatın­da kullanılmıştır. Arap edebiyatında müzdevic veya recez bahriyle nazmedildiği için urcûze adıyla anılan şiirler mesnevi­nin ilkel biçimi olarak kabul edilebilirse de bu nazım şeklinin günümüzde ifade ettiği anlama uygun ilk örnekleri Fars edebiyatında ortaya çık­mıştır. Fars şiirinin kaside ve gazelle bir­likte üç temel nazım şeklinden biri olan mesnevi iki beyitlik şiirlerden binlerce beyitlik müstakil kitaplara kadar değişik uzunluklarda kaleme alınmıştır. Mesne­vilerin her beytinin kendi arasında kafiyeli oluşu ve genellikle aruzun kısa kalıplarıyla yazılmış olması konu bü­tünlüğünü sağlama ve anlatım açısından şairlere büyük kolaylıklar sağlamıştır. Yaygın görüşe göre mesnevi yazımında yedi vezin (hezec-i müseddesten mefâîlün mefâîlün feûlün ile mefûlü  mefâilün  feûlün; remel-i müseddes bahrinden fâilâtün/fâilâtün /fâilün ile feilâtün  feilâtün /feilün; ha­fif bahrinden feilâtün / mefâîlün / feilün; serî bahrinden müfteilün / müfteilün  fâilün ve mütekârib bahrinden feûlün/feûlün /feûlün / feûl) kullanılmıştır.

Genellikle dinî, tasavvufî, destanı, menkıbevî, tarihî, ilmî, mizahî ve öğretici ko­nuların anlatılmasında, çeşitli aşk hikâ­yelerinin nazma çekilmesinde, şairlerin yaşadıklarının dile getirilmesinde kulla­nılan bir nazım şekli olan mesnevinin üç temel özelliği vardır. Bunların ilki vezin birliğidir. Bütün mesneviler tek bir vezin­de söylenir. Senâfnin Hadîkatü’l-hakika’sı, Sa’dî-i Şîrâzî’nİn Bostân’ı, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin Meşnevîsi gibi içinde kısa mesneviler bulunan eserlerle Firdevsî’nin Şâhnâme’sl Esedî-i Tûsî’nin Gerşâspnâme”si ve Nizâmî-i Gencevî’nin Hüsrev ü Şîrîn’i gibi uzun mesnevi­lerin hepsi tek bir vezinle yazılmıştır. Fars edebiyatında bir mesnevide iki veznin kullanıldığı görülmemiştir. İkinci özellik vezinlerin mesnevinin anlam ve muhte­vasına göre seçilmesidir. Uzun mesnevi­lerin bütün hikâye boyunca tek olan vezni eserin içerdiği anlama göre seçilir. Meselâ hamasî konularda daha çok mütekârib bahri (feûlün  feûlün  feûlün / feûl) tercih edilmiştir. Dakîki’nin Güştâsbnâme’sı, Firdevsrnin Şâhnâme’sı, Esedfnin Gerşâspnâme’si, Nizâmî-i Gencevî’nin İsken-dernâme’si, Sabâ’nın Şehinşâhnâme’sl gibi mesneviler bu vezindedir. Nizâmî-i Gencevî’nin Mahzenü’l-esrâfmm vezni olan serî-i matvî-i mevkuf bahrinde yet­miş sekiz mesnevi yazılmıştır. Remel ve hafîf bahirleri ise irfanîve âşıkane mesne­vilerde kullanılan vezinlerdir. Mesnevilerin üçüncü özelliği içinde gazel ve kaside gibi başka şiir kalıplarına yer verilmemesidir. Mesnevilerdeki konu çeşitliliği vezni değiştirmez. Sa’dî-i Şîrâzî’nin Bostân’mda çeşitli konu başlıkları olsa da hepsinin vezni aynıdır. Firdevsî’nin Şâhnâme’sm-de konu gerek hamasî gerekse lirik olsun manzumenin tamamında tek bir vezin söz konusudur. Ancak bazı mesnevilerde mesnevinin içine kaside ve gazel dahil edilmiş veya tek bir vezinle yazma kuralı­na uyulmamıştır. Bu tür uygulamanın ilk örneği Ayyûkî’nin aralara on gazelin yer­leştirildiği Varaka vü Gülşâh adlı mes­nevisidir.

İlgili Makaleler