Nedir ?

Meşihât-ı İslâmiye Nedir Ne Demektir Osmanlı Devleti’nde Görevi

Meşihât-ı İslâmiye

Osmanlılarda, ilmiye sınıfının en üst kademesinde bulunan şeyhülislâmlık hakkında kullanılan bir tâbirdir. Bâb-ı fetva da denilen bu dairenin en büyük memuru şeyhülislâmdı.

Hicrî 4. (Milâdî 10.) asrın ikinci yarısında ortaya çıkan şeyhülislâm tâbiri, fukaha arasındaki ihtilaflı meseleleri haliedebilen âlimler için, bir şeref ünvanı olarak kullanılıyordu. Bu asırdan itibaren, “İslâm” kelimesi pek çok kelimeye izafe edilerek kullanılmaya başlandı. Hüccetülislâm fecrülislâm, şemsülislâm, nizâmülislâm bunlardan birkaçıdır. Fakat bütün bu terkibler unutuldu ve sadece şeyhülislâm terkibi varlığını sürdürebildi. Bununla beraber bu unvanı alanların resmî hiç bir sıfatı yoktu. Keza bunlar, Osmanlılarda olduğu gibi ilmiye sınıfının en üst makamını da işgal etmiyorlardı.

Osmanlılarda ilmiye sınıfının en üst kademesinde bulunan şeyhülislâmların bu vazifeye ne zaman getirildikleri kesin olarak tesbit edilemediği gibi ilk şeyhülislâmın kimliği hakkında da farklı görüşler bulunmaktadır. Bununla beraber, Fatih Sultan Mehmed tarafından tedvin edilen kanun-nâmede şeyhülislâm tâbiri geçtiğine göre bunun daha önce olması gerektiği belirtilmektedir. Tarihî olayları nazar-ı dikkate alan kaynaklar ilk şeyhülislâmın II. Murad devrinde bu vazifeye getirilen Molla Fenârî (1424—1431) olduğunu söylemektedirler. Gerçekten, şeyhülislâm biyografilerini veren eserler hep Molla Fenârî ile başlarlar.

Zamanla yetki ve sorumluluk alanı genişleyen bu makamın son temsilcisi Şeyhülislâm Medenî Mehmed Nuri Efendi (1920-1922) dir.