Mescidi Kuba Nedir, Nerede, Tarihçesi, Özellikleri, Hakkında Bilgi
Mescid-i Kubâ. Hz. Peygamber’în hicreti sırasında Medine’den önce son durağı olan Küba’da yapılan mescid.
İlk muhacirler, Resûl-i Ekrem daha Medine’ye gelmeden Küba’da Amr b. Avf oğullarına ait bir hurma kurutma yerini mescid haline getirmişlerdi. Ebû Huzeyfe’nin azatlısı Salim burada bir grup muhacire Kudüs’e yönelerek namaz kıldırıyordu. Resûlullah Küba’ya ulaşınca burayı genişleterek Kubâ Mescidi’ni bina etti. Sâlim’in imamlık yaptığı kişiler arasında Hz. Ebû Bekir, Ömer, Ebû Seleme el-Mahzûmî, Zeyd ve Âmir b. Rebîa’nın da sayılması Hz. Peygamber ve Ebû Bekir’in burada kaldığı süre içinde veya bir süre daha onun bu göreve devam etmiş olduğunu göstermektedir. Mescid-i Benî Amr b. Avf olarak da anılan Mescid-i Küba’nın arsasının kabilenin ileri gelenlerinden Külsûm b. Hidm’e ait olduğu ve Külsûm’ün arsayı mescid yapılması için bağışladığı rivayet edilir. Diğer bir rivayete göre ise mescidin arsası Leyya adında bir kadına ait harman yeriydi. Resûl-i Ekrem’i arsaya kıble yönünde bitişik evinde misafir eden kabilenin ileri gelenlerinden Sa’d b. Hayseme burada mescid yapılmasına öncülük etmiş olmalıdır. Çünkü rivayette mescid ona izafe edilmektedir. Öte yandan münafıklar, “Leyya’nın merkebini bağladığı yerde mi secde edeceğiz?” diyerek bunu Dırâr Mescidi’ni yapmak için bahane saydılar. Taberânî’nin bir rivayetine göre Kübalılar, Resûlullah’tan bir mescid yapmasını talep edince Hz. Peygamber orada bulunan sahabeden birinin devesine binmesini istemiş, önce Hz. Ebû Bekir binmiş, deve kalkmamış, ardından Hz. Ömer binince deve yine kalkmamış, bu sırada Küba’ya ulaşmış olan Hz. Ali binince deve kalkıp yürümüş, Resûl-i Ekrem, Hz. Ali’ye devenin yularını serbest bırakmasını söylemiş ve mescidin onun etrafında dolaştığı arsaya yapılmasını istemiştir. Mescidin ortalarına isabet eden bir mekân daha sonraları “mebrekü’n-nâka” (devenin çöktüğü yer) olarak anılmıştır. Buhârî’nin bir rivayetine göre Hz. Peygamber Ku-bâ’da on geceden fazla kalmış ve Mescid-i Kubâ bu sırada yapılmıştır. Bu rivavet, İbnSa’d’ın Resûlullah’ın Küba’da on dört gece kaldığına dair rivayetine uygundur. Resûl-i Ekrem’in burada dört gün gibi çok kısa bir süre kaldığına dair rivayetler de vardır.