Mescidi Haram Neresidir, Tarihi, Önemi, Özellikleri, Hakkında Bilgi
Kabe’yi kuşatan mescid.
Kur’ân-ı Kerîm’de on beş yerde geçen Mescid-i Haram tabiriyle Kabe, Kabe’yi kuşatan ve ibadet için kullanılan alan, Mekke veya Mekke haremi kastedilir. Ayrıca “e!-beyt, el-beytü’l-atîk, el-beytü’l-ma’mûr, el-beytü’l-harâm, el-harem, el-haremü’l-Mekkî, harem-i şerif, Kabe ve durâh tabirleri de Mescid-i Harâm’ı ifade eder. Harem-i şerif terkibi Medine’deki Mescid-i Nebevî ve Kudüs’teki Mescid-i Aksa için de kullanılmaktadır.
Mescid-i Haram yeryüzünde bilinen en eskimesciddir.[Âl-i İmrârı 3/96] Hz. Peygamber İslâmiyet’i tebliğ için zaman zaman Mescid-i Harâm’ı kullanmış, yapılan baskılara rağmen Hacerülesved ile Rük-nülyemânî arasında namaz kılmıştır. Hz. Ömer’in İslâmiyet’i kabul etmesinden sonra müslümanlann Mescid-i Harâm’-da açıkça namaz kılmaya başladıkları bildirilmektedir. Kur’an’-da, Mescid-i Harâm’ın ziyaret edilmesini engellemenin ve halkını oradan çıkarmanın Allah katında büyük günah olduğu belirtilir.[Bakara 2/217] Mekke’nin fethi üzerine Resûl-i Ekrem meşhur fetih konuşmasını Mescid-i Harâm’da yapmış ve oraya sığınanların emniyette olacağını bildirmiştir.
İslâm öncesi dönemde Kusay b. Kilâb (ö. 480 dolaylan) Mekkeliler’i Kabe merkez olmak üzere Mekke ve çevresine yerleştirmiş, evlerin arasından Kabe’nin bulunduğu alana geçişi sağlayan kapılar yapılmıştır. Kabe’yi kuşatan bu alan siyasî ve içtimaî hayatın bütün fonksiyonlarının yerine getirildiği bir merkezdi. Hz. Peygamber’in amcası Abbas Mescid-i Harâm’ın sikâye (hacılara su temini) ve imâre (asayiş ve onarım) görevlerini üstlenmişti. Kureyş kabilesi de toplanma yerleri olan Mescid-i Harâm’a saygı gösteriyordu Resûl-i Ekrem ve Hz. Ebû Bekir zamanında Mescid-i Harâm’da herhangi bir değişiklikyapılmamıştır. Hz. Ömer döneminde ise çevresindeki bazı evler istimlâk edilerek büyük oranda genişletilmiş ve 3613 m2’likbir alan haline getirilmiş, etrafı göğüs hizasında bir duvarla çevrilmiştir (17/638). Hz. Osman devrindeki genişletmeyle alanı 4482 m2’ye ulaşan Mescid-i Harâm’a ilk revakın bu sırada yapıldığı kaydedilmektedir.[235] Abdullah b. Zübeyr’in Hicaz hâkimiyeti sırasında [683-692) onun tarafından başlatılıp Emevî Halifesi Abdülmelik zamanında sürdürülen ve I. Velîd döneminde tamamlanan (91/710) ilâvelerle birlikte Mescid-i Harâm’ın alanı 10,270 m2’ye ulaşmıştır. Bu genişletme esnasında merkezinde Kabe’nin yer aldığı avlu açık olarak korunmuş, Mısır ve Şam’dan getirilen mermer sütunların üstüne kemer inşa edilip Harem-i şerifin üstü sâc ağacından düz bir çatıyla ve ahşap kısmı yaldızlanan bir tavanla örtülmüş, üzerlerine bazı tezyinatın yapıldığı sütunların başlıklarına altın kaplama levhalar ve kesme taşlarla yenilenen çevre duvarına pencereler konulmuş, Abdullah b. Zübeyr’in zeminine kum döktürüp taş döşeterek tesviye ettirdiği tavaf alanı (metâf) başta olmak üzere Mescid-i Harâm’ın çeşitli yerlerine mermer döşenmiştir.