Tarihi Eserler

Mescid-i Haram Nedir Nerededir Ne Demektir

Mescid-i Haram (Haremi Şerif’de denir) (Arapça: المسجد الحرام = El-Mescidü’l-Haram) yeryüzünde ilk ibâdet yeri olan Kâbe etrâfında sonradan yapılan câminin adı. Hürmet ve saygı gösterilmesi gereken mescit anlamında bu ad verilmiştir. Yeryüzünde inşa edilen ilk mescit ve müslümanların kıblesidir. İslâm mâbedi olan câmilerin en kıymetlisi, en üstünü Kâbe, sonra bunun etrâfındaki Mescid- i Harâm, sonra Medîne’deki Mescid-i Nebî, sonra Kudüs’teki Mescid-i Aksâ, sonra da Medîne şehri yakınındaki Kubâ Mescidi’dir.

Tarihçe

Ömer zamânından önce, Mescid-i Haram’ın duvarları yoktu. Kâbe’nin etrâfında, bir meydancık ve sonra evler vardı. Halîfe Ömer, evlerin bir kısmını yıktırıp, Kâbe etrâfına, bir metreye yakın yükseklikte duvar çevirerek, Mescid-i Haram meydana geldi. Mescid-i Haram muhtelif zamanlarda yenilenmiştir. Bugünkü şekli, Kâbe’nin on birinci tâmiri ile birlikte, Osmanlı Pâdişâhı IV. Murâd tarafından 1635’te yapılmıştır. Son
zamanlarda, genişletmek bahânesiyle, o târihî İslâm eserleri yıkılıp, yok edilmekte, yalnız maddî kıymeti fazla şeyler yapılmaktadır. Kâbe’ye saygısızlık edilip, ondan daha yüksek binâlar, oteller inşâ edilmektedir.

Yapısı ve Ölçüleri

Mescid-i Haram, Arabistan’daki Mekke şehrindedir. Eskiden Mekke şehri, kuzeyden güneye doğru uzanan karşılıklı iki sıra dağ arasında olup, şehrin uzunluğu üç, genişliği bir km idi. Evleri kargir olup üç-dört katlıydı. Şehir ortasında Mescid-i Haram denilen büyük câmi vardı. Mescid-i Haram’ın üstü açıktı. İstanbul câmilerinin avlularında olduğu gibi, avlu etrâfında üç sıra kubbe vardır. Kubbeleri beş yüz adettir. Kubbelerin altında 462 direk vardır. Direklerin 218 adedi mermer olup, yuvarlaktır. 224 adedi “Hacer-i şemis” taşından yontmadır ve altı veya sekiz köşeli ve sarı renklidir. Mescid- i Haram, dikdörtgen gibi olup, kuzey duvarı 164, güneyi 146, doğu duvarı 106, batısı 124 m uzunluğundadır. Mescid-i Haram’ın 19 kapısı
olup, bu kapılar doğu duvarında dört, batıda üç, kuzeyde beş, güneyde yedidir. Bâb-üs-Selâm, Mescid-i Haram’ın doğu kapılarından olup, Bâb-ı Benî Şeybe adı da verilir. Hac için gidenler Mescid-i Haram’a bu kapıdan girip çıkarlar. Yedi minâresi vardır.

İçindekiler

Mescid-i Haram içinde bulunan kısımlardan bâzıları şunlardır: Kâbe, Makâm-ı İbrâhim, Metâf-ı şerîf (tavaf yeri), Hatîm, Hicr-i İsmâil, Makâm-ı Cibrîl, Mültezem, Minber-i şerîf, Safâ, Merve, Zemzem Kuyusu.

Kâbe; Mescid-i Harâm ortasında, dört köşe taştan bir oda olup, 17 m yüksekliktedir. Kuzey duvarı 8,8 m, güneyi 7 m, doğusu 11,9 m, batısı 12,8 m enindedir. Doğu ve güney duvarları arasındaki köşede “Hacerü’l-Esved” taşı vardır ve yerden bir metreden ziyâde yüksektedir. Hacılar öptükleri için, çukurlaşmıştır.

Zemzem Kuyusu; Mescid-i Harâm içinde, Hacerü’l-Esved köşesi karşısında ve köşeden sekiz m. uzakta bir odada olup, taş bileziği 1,8 m yüksekliktedir. Bu odayı, I.Abdülhamîd yaptırmıştır. Zemîni, mermer döşeli ve duvarlara doğru meyillidir. Duvar diplerinde olukları vardır. Kuyuya su sızmayacak şekilde ustalıklı yapılmıştır. Kuyu ağzı, bu hizâdan bir buçuk m kadar yüksektir. Fakat târihin kıymetli yâdigârı olan bu güzel sanat eseri 1963’te yıktırıldı. Kuyu ağzı ve birkaç metre çevresi, yeryüzünden birkaç metre aşağı indirildi.

Mescid-i Harâm, Müslümanların hac yapmaları için gittikleri ve ziyâret ettikleri ibâdet yerlerinden biridir. Kâbe’yi tavâf etmek, haccın farzlarından biridir. Tavâf, Mescid-i Haram içinde, Kâbe etrâfında dönmek demektir. Mescid dışında dönülmez.

Ayet ve Hadisler

İslâm’ın ilk yıllarında ibadetlerde kıble Kudüs’teki Mescid-i Aksâ iken, Hicretten sonra onaltıncı ayda, kıble Mekke’deki Mescid-i Haram’a çevrilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de bu değişiklik şöyle açıklanır: “Her nereye çıkıp gidersen git, yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Bu elbette, Rabbinden gelen bir gerçektir. Allah, yaptıklarınızdan habersiz değildir” (el-Bakara, 2/149, kış. 2/150)

Mescid-i Haram terkibi Kur’an’ın çeşitli ayetlerinde geçer.

Mescid-i Haram İslam tarihinde Hz. Muhammed’in Mîrâc Olayı’nın başladığı yerdir. Bu olay İsrâ sûresi birinci âyetinde meâlen; “Bir gece, kendisine âyetlerimizden bir kısmını gösterelim diye (Muhammed) kulunu Mescid-i Harâm’dan, çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksâ’ya götüren Allah noksan sıfatlardan münezzehtir; O, gerçekten işitendir, görendir.” olarak geçmektedir.

Bazı ayetlerde, müşriklerin, halkın Mescid-i Harama girmesini engellemelerinin büyük günah olduğu belirtilir: Allah yolundan alıkoymak, O’nu inkâr etmek, insanları Mescid-i Haram’dan menetmek ve oranın halkını yerinden çıkarmak, Allah katında daha büyük bir günahtır” (el-Bakara, 2/217); “… Sizi, Mescid-i Haram’dan menettiği için bir kavme olan kininiz, sakın sizi, onlara karşı tecavüze sevketmesin” (el-Mâide, 5/2).

Biz, Beyt’i (Kâbe’yi) insanlara toplanma mahalli ve güvenli bir yer kıldık. Siz de İbrahim’in makamından bir namaz yeri edinin (orada namaz kılın). İbrahim ve İsmail’e: Tavaf edenler, ibadete kapananlar, rükû ve secde edenler için Evim’i temiz tutun, diye emretmiştik.(Bakara sûresi: 125.ayet)

Mescid-i Haram’ın faziletleri Hz. Muhammed’in hadislerinde de yer alır.

  • “Mescidimde kılınan bir namaz, Mescid-i Haram hariç, başka mescidlerde kılınan bin namazdan efdaldir. Mescid-i Haramda kılınan bir namaz da diğer mescidlerde kılınan yüz bin namazdan efdaldir” (İbn Mâce, H. No: 1406)
  • “(Fazla sevab umarak) yalnız şu üç mescide gitmek üzere yolculuk yapılabilir. Mescid-i Haram, Mescid-i Nebi ve Mescid-i Aksâ” (Buhâri, Mescidu, Mekke, 1; bk. “Kâbe”, “Mescid-i Aksâ” maddeleri)

 

İlgili Makaleler