Menakıb-ı Hünerveran – Ali Mustafa Konusu, Özellikleri, Hakkında Bilgi
Menâkıb-ı Hünerverân. Âlî Mustafa Efendi’nin (ö. 1008/1600) hat ve hattatlar, müzehhip, nakkaş ve mücellitlere dair eseri.
Sultan III. Murad zamanında müellifin Bağdat Hazinesi defterdarlığı sırasında 995’te (1587) kaleme alınan ve Hoca Sâdeddin Efendi’ye İthaf edilen eser, günümüze kadar İslâm kitap sanatları hakkında en önemli başvuru kaynağı olma özelliğini korumuştur. Mukaddimede verilen bilgiye göre Menâkıb-ı Hünerverân, İraklı Kutbüddin Muhammed Yezdî’nin Âlî Mustafa’nın İsteği üzerine kaleme aldığı, elli hattat hakkında kısa bilgi veren Farsça Risâle-i Kutbiyye’si saray kâtiplerinden hattat Abdullah Kırîmfnin verdiği sözlü bilgiler, Ali Şîr Nevâî’nİn Mecâlisü’n-nefâis’ı, Devletşah Tezkiresine Sâm Mirza’nın Tuhfe-i Sâmî adlı eseri kaynak alınarak yazılmıştır.
Eser bir mukaddime, beş fasıl ve bir hatimeden oluşmaktadır. Mukaddimede güzel yazı ve hattatın değeri ve önemine âyet ve hadislerden örnekler verilerek temas edildikten sonra III. Murad’a ve Hoca Sâdeddin Efendi’ye övgü yer almakta, eserin telifi, bölümleri ve içindeki konulardan, on çeşit İslâm yazısından, kamış kalem, mürekkep ve kâğıt cinsleriyle özelliklerinden ve ilkyazı yazan kişi olduğu rivayet edilen İdrîs peygamberden söz edilmektedir. Birinci fasılda kûfî hatla vahiy yazan yirmi yedi kâtibin vasıfları ve hünerleri anlatılmaktadır. İkinci fasılda aklâm-ı sittede üstat İbn Mukle, İbnü’l-Bevvâb, hat tarihinin yedi büyük üstadı Yâkût el-Müsta’sımî ve onun öğrencileri, Anadolu hattatlarının yedi büyük üstadı Şeyh Hamdullah, Mustafa Dede, Muhyid-din Amâsî, Cemal Amâsî, Ahmed Şem-seddin Karahisârî, Abdullah Amâsî, Bursalı Şerbetçizâde İbrahim hakkında bilgi verilmektedir. Eserin en uzun bolümü olan üçüncü fasılda İran’da Baysungur Han zamanında yetişen Mîr Ali Tebrîzî, Mirza Ca’fer-i Tebrîzî. Sultan Ali Meşhedî, Muhammed Handan, Muhammed Nûr, Mîr Ali Herevîgibİ nesta’Iİk hattatlarından söz edilmektedir. Dördüncü fasılda çep, divanî ve siyâkat yazan Acem ve Türk hattattan, beşinci fasılda ünlü Acem ve Türk kâtı'(katta1), musavvir, müzehhip, tarrâh, mücellit. cetvelkeş ve vassâlleri tanıtılmaktadır. Hatimede tanınmış hattat isimlerine tekrar temas edilmiş, Vas-sâl Kalender Çavuş’la ilgili bilgi verilmiştir. Ağır bir dille kaleme alınan Menâkıb-ı Hünerverân’Ğa metin aralarına edebî sanatlarla dolu Türkçe, Arapça ve Farsça şiirler serpiştirilmiştir. Eser edebî özellikleriyle Osmanlı nesrinin güzel bir örneği kabul edilir.
Menâkıb-ı Hünerverân’ın Beyazıt Devlet [Bayezid, nr. 4987] İstanbul Üniversitesi,[TY, nr. 4098, 6201, 9757] Topkapı Sarayı Müzesi, [Revan Köşkü, nr. 1504; Hazine, nr. 1291; Emanet Hazinesi, nr. 1232/1]Arkeoloji Müzesifnr. 1302, 1305 Süleymaniye,[Esad Efendi, nr. 2211] Millet [Ali Emîrî Efendi, nr. T 801] ve Hacı Selim Ağa [nr. 757, vr. Ib-47a] kütüphanelerinde nüshaları bulunmaktadır. İbnülemin Mahmud Kemal, Viyana Millî Kütüp-hanesi’nde kayıtlı nüshanın fotoğraflarıyla kendisinde ve Mehmet Zeki Pakahn’da mevcut nüshalar yanında Hacı Selim Ağa, Süleymaniye, Arkeoloji Müzesi, İstanbul Üniversitesi kütüphanelerinde bulunan yazmaları karşılaştırarak Âlî Mustafa’nın hayatı, eserleri ve şahsiyeti hakkında önemli bir inceleme ile birlikte [s. 3-133] eserin tenkitli neşrini hazırlamıştır.[İstanbul 1926] Daha sonra Müjgân Cunbur, İbnülemin Mahmud Kemal’in neşrini esas alarak eseri günümüz Türkçe’sine çevirmiş ve Hattatların ve Kitap Sanatçılarının Destanları (Menâkıb-ı Hünerve-rân) adıyla yayımlamıştır.[Ankara 1982]
TDV İslâm Ansiklopedisi