33Sosyoloji Sözlüğü

MEKANİZMA

 

MEKANİZMA

 

Bir mekanizma,
eylemlerin, tepkilerin, tutumların kültürel kalıpların, sosyal ko­num veya
diğer birimlerin düzenlenişi, ya­pısı veya birbirini izlemesi olarak tanımla­nabilir.
Bu şekilde istenen sonuçların, fonk­siyonların, ihtiyaçların veya süreçlerin
bun­ların “eşyanın tabiatında bulunduğu” ön ka­bulü yahut insan
aktörlerce seçimi veya bir gözlemci tarafından teorik olarak tanımla­nıp
özgUlleştirilişine bağlı olmaksızın ta­mamlanması, başarılması ve yerine
getiril­mesini mümkün kılar.

Mekanizma kavramı
sosyal bilimlerde edebi olmaktan çok, biçimsel anlamda kul­lanılır. Genellikle
parçaların veya süreçle­rin (ki bunlar doğal, ya da yapılandırılmış olabilir)
belirlenmiş amaç, ya da sonuçlara ulaşması, işlevlerinin yerine getirilmesi, ih­tiyaçların
karşılanması, istek ve arzuların, bilinçli veya bilinç dışı, istemli ya da
istem­siz olarak doyumun sağlanmasında kullanı­lan yöntemleri (veya bu
sonuçlara ulaşan iş­lemleri) tanımlar. Kavramın kullanımında­ki farklılıklar,
belki de en iyi şekilde keli­menin anlamındaki olası farklılıklar üzeri-

ne odaklasan somlarla
gösterilebilir. Örne­ğin, mekanizmanın ne tür parçalardan oluş­tuğu kabul
edilmektedir? Nasıl harekete ge­çirilmekte ve hareket halinde kalmaktadır? Eğer
varsa, ne gibi sonuçlara hizmet etmek­tedir? Ne gibi sonuçlan olmaktadır?
Bunlar seçilmiş midir? Eğer seçilmişse, seçim kim tarafından yapılmıştır?
Mekanizmalar in­sanın isteği, seçimi veya bilinci dışında iş­ler mi, ya da
işleyebilir mi? Çağdaş kulla­nımda ideolojik sorulardan tümüyle kaçın­ma
eğilimi vardır ve mekanizma kelimesi parçaların işlevsel düzenlenişini tanımla­makta
kullanılmaktadır. (Bu parçalar ey­lemler veya diğer tepkiler, kültürel
kalıplar, kurumların işleyişi, grup yapılan veya bir başka bağlamda hücreler,
ya da diğer daha basit veya karmaşık, organik ya da inorga­nik birimler
olabilir).

Antropoloji ve
sosyolojide olduğu gibi, psikolojide de mekanizma kavramı teorik olarak (veya
diğer biçimlerde) belirlenmiş sonuçlan, ihtiyaçları, kazanım lan, amaçla­rı
veya başka önceden kestirilebilir sonuç­lan gerçekleştirmek veya karşılamak
üzere işlev gören veya çalışan parçaların düzenle­nişine işaret etmek üzere
kullanılır. Daha da temel anlamıyla mekanizma, bu etkilerden herhangi biri için
araç olan veya bunu mümkün kılan her tür yapı veya düzenleme anlamına gelir.
Sonuçla,

 (a) Bir sosyal psi­kolog “Güdülemenin Psikolojik
Mekaniz-malan” adlı bir makale yazabilir (C.T. Mor­gan);
“mekanizmalar yeni ihtiyaç ve arzula­rı ortaya çıkaracak şartlan
hazırlamak üzere işlev görürler” (D.Krech ve R.S. Crutchfi-eld) diyebilir.
Sosyal psikolojide olduğu gi­bi, psikiyatride de telafi mekanizmalann-dan,
savunma mekanizmalarından, kaçın­ma mekanizmalarından ve diğerlerinden sık sık
söz edilir,

 (b) Antropolojik kulla-

nımda dikkat kültürel
kalıplar (tekil Özel­likler, kompleksler, kurumlar) üzerine odaklaşır, bunlar
belirli bir sonuç, amaç ve­ya yalnızca beklenen bir sonucun başarıl­ması için
çeşitli yollardan işlev görürler. Örneğin paranın kullanımı vs. bir kültürde
malların ve işlerin değiş tokuşunu hızlandı­ran mekanizmalardır,

(c)
Sosyolojik analiz­de de yukarıdaki kullanımların tümü vardır; buna ek olarak,
özellikle konumların (statü ve rollerin) çeşitli sosyal yapı tipleri içinde­ki
düzenlenişi (ve bunların gerektirdiği sos­yal eylem ihtimalleri) en önemli ve
doğru­dan ilişkili mekanizma olarak yer alır. Ya­kın bir örnek R.K. Merton’un
“rol dizilerini eklemleyen sosyal mekanizmalar” tartış-masıdır.

(SBA)