Edebi Şahsiyetler

Mehmet Murat Nakşibendi Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

Murad Nakşibendî (1788-1848) Nakşibendî şeyhî, mesnevîhan.

Asıl adı Mehmed Murad’dır. 23 Mı rem 1203’te (24 Ekim 1788) İstanbı Çarşamba semtinde doğdu. Aynı sen ki Murad Molla Tekkesi şeyhi Ahıskalı Abdülhalim Efendi’nin oğludur. Tekke ve kütüphaneden oluşan Murad Molla Külliyesi’nin banisi Rumeli Kazaskeri Damadzade Mehmed Murad Molla İle aynı ismi taşıması onunla karıştırılmasına sebeb olmuştur. Hayatı hakkındaki bilgiler, büyük ölçüde Mâ Hazar adlı eserinin soru yer alan hal tercümesiyle Vekâyi’ni adlı eserine dayanmaktadır.

Çarşamba’da Mehmed Himmet Efendi’nin mektebinde Öğrenim hayatına başladığını, on yaşında hıfzını tamamladıktan sonra iki yıl Gebzeli Ahmed Efendi’nin r tebine devam ettiğini söyleyen Murad Nakşibendî on sekiz yaşına kadar çeşitli hocalardan özel dersler alarak kendini yetiştirdi. Daha sonra Hoca Neşet Efendi’nin talebelerinden Hoca Mehmed Efendi’nin derslerine devam etti. Nakşibendî şeyhi Abdullah Kâşgari’nin halifesi Salih Afif Efendi’den Fars edebiyatının bazı klasikle yine Hoca Neşet’in talebelerinden Süleyman Vahyî Efendi’den Şevket-i Buhari’nin Divanını ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî Mesnevi’sini okudu. Kethüdâzâde; Efendi’den de istifade etti. Bu dönemde babasının isteği üzerine, o sırada Gülhane’deki Zeynep Hatun Camii’nde ikamet eden ve daha sonra Üsküdar Selimiye Tekkesi’ne şeyh olan Ni’metullah Nakşibendî’­ye intisap etti. Aynı yıllarda reîsülkurrâ Şeyh Coşkun (Coşgun) Efendi’den Kur’an ve kıraat ilimlerini tahsil etmeye başladı, onun ölümünün ardından reîsülkurrâ olan Ab­dullah Efendi’nin derslerine devam etti.

Murad Nakşibendî, babasının ölümün­den (1230/1815) sonra onun yerine Murad Molla Tekkesi’nin meşihatına tayin edildi. Bu dönemde de tahsilini sürdürerek 1824 yılında Galata Sarayı kütüphane hocası İmamzâde Mehmed Esad Efendi’den di­nî ilimler, Benlizâde Ahmed Efendi’den kı­raat icazeti aldı. Hal tercümesini yazdığı 1833 yılında tekkede Mesnevi, Şiîâ’-i Şe-rîf, Şevket ve Sâib-i Tebrîzî divanlarını ve diğer eserleri okuttuğunu, kıraat, aruz ve fıkıh dersleri verdiğini söyleyen Murad Nak­şibendî 1844’te tekkenin yanında bir dârülmesnevî inşa ettirdi. Dârülmesnevî 18 Ocak 1845’te Sultan Abdülmecid’in katıl­dığı bir törenle açıldı.

XIX. yüzyılda Nakşibendî-Mevlevî yakın­laşmasını temsil eden önemli Nakşibendî şeyhlerinden ve dönemin ünlü mesnevî-hanlanndan olan Mehmed Murad Efen­di, tekke şeyhliğinin yanı sıra Sultan Ah­med Camii cuma vaizliği görevini de uzun yıllar sürdürdü. 27 Şevval 1264 (26 Eylül 1848) tarihinde vefat etti ve tekkesinin hazîresine defnedildi. Cevdet Paşa, Murad Molla Tekkesi’ni her türlü ilmin okutuldu­ğu bir darülfünuna benzetir ve Şeyh Mu­rad Efendi’nin haftanın belli günlerinde Megnevf, diğer günlerde çeşitli ilimlere dair dersler okuttuğunu, her kesimden in­sanın tekkeye geldiğini, kendisinin de za­man zaman oraya gittiğini, birçok müri­di olan şeyhin istidatlı yüksek bir kişi ken­disine intisap etmek istediğinde, “Bu bi­zim işimiz değildir” diyerek Kuşadalı İb­rahim Efendi’ye gönderecek kadar müte­vazı olduğunu kaydeder.