Mehmed Celaleddin Dede Kimdir, Hayatı, Sanatı, Hakkında Bilgi
Mehmed Celâleddin Dede (1849-1908) Mevlevî şeyhi, şair, bestekâr ve tamburi.
8 Rebîülevvel 126S’te (2 Şubat 1849) İstanbul’da Yenikapi Mevlevîhânesi’nde doğdu. Mesnevîhan Osman Selâhaddin Dede ile Münîre Hanım’in büyük oğludur.
Kendi oğlu Burhâneddin’e nisbetle Ebü’l-Burhân olarak da anılır. Mehmed Ziyâ’nın Yenikapı Mevlevîhânesi adlı eserindeki kayda göre babasının İstanbullu Kaldırımîzâde Ahmed Efendi’den icazet aldığı tarihte (1275/1858-59) “bed’-i besmele” etti ve on İki yaşlarında Dâvud Paşa Rüşdiyesi’ne girdi. Burada Arapça’yı “Molla Câmî’ye kadar okudu. Mezun olduktan sonra gerek mevlevîhânede gerekse mevlevîhâne dışında pek çok kişiden ders alarak kendini yetiştirdi. Babasından Meşnevî ile beraber Celâleddin ed-Devvânî’nin ez-ZevrcP ve’l-Havrâ adlı eserini okumasının yanında Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin Fusûsü’l-hikem’inden icazet aldı. Bu arada Kocamustafapaşa’da Küçük Efendi Tekkesi şeyhi Hafız Gâlib Efendi ile Koca Mustafa Paşa Medresesi hocalarından Mustafa Efendi’den Molla Câmî okuyup Arapça’sını ilerletti. Filibeli Mahmud Efendi’den tasavvurât, tasdîkât, akâid ve meânîgibi ilimleri öğrendiyse de hocasının vefatı dolayısıyla icazet alamadı. Ayrıca babasının hocası Tunuslu Mustafa Efendi’den el-Fütûhâtü’l-Mekkiyye ve Sahîh-i Buhârî okudu.
Konya’da çelebilik makamında bulunan Saffet Çelebi’nin izniyle 1869’da inzivaya çekilen babasına vekâleten mukabeleye çıkmaya ve ism-i celâl zikrine başladı. On sekiz yıl devam eden bu vekâletin ardından babasının 18 Cemâziyelevvel 1304 (11 Şubat 1887) tarihinde vefatıyla mevlevîhâneye asaleten şeyh tayin edildi. 21 Aralık 1887’de Eskişehir Mevlevîhânesi postnişini Hasan Hüsnü Dede’den Meşnevî icazeti aldı. Bu sırada Konya’da çelebi olan Abdülvâhid Çelebi tarafından 1888 Ağustosunda meşihatı yenilendi ve 16 Ağustos 1891 ‘de kendisine hilâfetnâ-me verildi. Mehmed Celâleddin Dede ayrıca, babasının da hocası olan Trablusgarplı Mustafa b. Osman Şebnî’den Şâzeliyye ve Kâdiriyye hilâfeti. Mayıs 1895’-te İmdâdullah Fâruki Efendi’den Çiştiyye (Çeştiyye) icazet ve hilâfeti aldı. Kendisi de İmdâdullah Efendi’ye mevleviyye hilâfeti verdi. Şeyh tayin edildikten sonra mukabele günleri okuttuğu Mesnevi derslerine vefatından bir buçuk yıl öncesine kadar devam etti. Şeyh dairesinin büyük odasında cuma geceleri Mecdüddin Feridun Sipehsâlâr’ın Farsça Menâkıb-ı Sipehsâlâr’ını okutarak tasavvufî bilgiler de verdiği derslerini ölümünden bir yıl öncesine kadar sürdürdü.