Medid Nedir, Ne Demek, Anlamı, Hakkında Bilgi
Medîd. Aruz sisteminde bir bahir.
Halîl b. Ahmed’in aruz sisteminde “muhtelife” denilen birinci dâirede ve klasik genel sıralamada ikinci bahir olarak yer alır. Veznin tam ve sahih şekli bir şatrda iki (bir beyitte dört) defa “fâiiâtün fâilün tef ilelerinin tekrarıyla meydana gelir. Uygulamada her iki şatrın sonundaki fâilün cüzlerinin düşmesiyle bir beyitte iki defa “fâiiâtün fâilün fâilâtün”ün tekrarıyla oluşan meczû’ (bir cüzü düşmüş) şekil kullanılır. Halîl b. Ahmed’in sistemini farklı tarzda yorumlayıp sadeieştiren İsmail b. Hammâd el-Cevherî’nin “müfredat” ve “mürekke-bât” olmak üzere yaptığı tertibe göre medîd bahri remel ile mütedârikten teşekkül eden mürekkep bir bahirdir. Medîdin hafif ve serî’ bahirleriyle de yakın ilgisi vardır.
Bahrin adı “uzatmak” anlamındaki Arapça medd kökünden türemiş bir sıfat olup “uzatılmış, yaygın” gibi mânalara gelir. Kaynaklarda bu adlandırmanın sebebi olarak sübâiyye veya hümâsiyye tefilelerinin birbiri etrafında yayılmış olması, her sübâiyye tef ilede ikişer hafîf sebebin (bir harekeli, bir sakin iki harften oluşan grubun) yaygın biçimde yer alması ve sübâiyye tefilelerinin ortasında mecmu’vetidlerin (İkisi harekeli, biri sakin üç harfli grubun) yayılmış bulunması gibi gerekçeler zikredilmiştir. Bu hususlar bahrin vezinlerinin ritmini ağırlaştırıp kıvraklığını giderdiği için özellikle nesîb, gazel, gına (şarkı) vb. aşk terennümlerini icra etmede onu yetersiz ve elverişsiz kılmaktadır. Bundan dolayı bilhassa Câhiliye şairleri, ritim ve hareket bakımından katı ve icrası güç olan bu bahirden uzaklaşmışlardır. Ancak yukarıda anılan konularda Câhiliye şairlerinin fazla rağbet etmediği bu bahrin ilk tertibi sağlam bir yapıya ve kuvvetli bir ifade gücüne sahiptir. İkinci tertibi ise Abbasî şairleri tarafından nesîb (gazel) şiirleri İçin uyumlu görülüp benimsenmiştir.
Aruz âlimleri medîd bahrinde altı farklı şekil olduğunu belirtirlerse de gerek kadîm gerekse muhdes şairler tarafından yalnız aşağıdaki şekilleri kullanılmıştır.
Buna göre medîd bahrinin üç aruzu ve altı darbı vardır. İlk şekilde aruzu ve darbı sahihtir. İkinci tertipte aruzu hazf ile (son hafif sebebin atılması) fâilün kasr ile (son hafîf sebebin sakin harfini atıp harekeli harfini sakin okuma fâilât veya fâilân betr ile (önce hazf, sonra kat’, yani mecmu’ vetidin son harfini atıp kalan son harfini sakin okuma) fa’lün şekillerini alır. Üçüncü tertipte aruzu, hazf ve habn ile (ilk hafîf sebebin sükûnlu harfini okumama) feilün betr ile fa’lün olur. Buna göre elde edilen vezin grupları I. aruz (sahih) ve I. darb (sahih) ile: II.
Yukarıda üç aruz ve altı darbdan teşekkül eden vezin grupları, aruza dair klasik kitaplarda ve bunlara muhteva bakımından bağlı kalan yeni eserlerde medîd kalıpları olarak zikredilir. Bunun yanında sanatkârların nazım tekniğinde yaptıkları yenilikleri de içeren bazı eserlerde bu bahrin başka vezin grupları da yer alır. Celâl el-Hanefî’nin tesbit etmiş olduğu on birvezindenanılan altı klasik vezin grubu dışındakiler illet ve zihaf kaidelerinin uygulanmış şekilleriyle aşağıda verilmiştir.
TDV İslâm Ansiklopedisi