Edebi Şahsiyetler

Max Meyerhof Kimdir, Hayatı, Eserleri, Hakkında Bilgi

Max Meyerhof (1874-1945) İslâm tıp tarihi araştırmalarıyla ünlü Alman hekimi.

21 Mart 1874’te Hildesheim’da doğdu; çok sayıda bitim adamı yetiştiren bir yahu-di ailesine mensuptur. Heidelberg, Ber­lin ve Strasbourg’da tıp Öğrenimi gördü. 1898’deStrasbourg’daki Bakterioloji Enstitüsü’nde pratisyen hekim olarak göreve başladı. İki yıl süreyle göz hastalıkları ve Özellikle Mısır’da çok görülen trahom üze­rinde yoğunlaşarak göz hekimliği ihtisası yaptı. 1900’de yine bir hekim olan Nobel ödüllü kuzeni Otto Meyerhof la birlikte Mısır’a gitti ve gördüğü ortamdan çok et­kilenerek 1903’te Kahire’ye yerleşti. Bu­rada Arapça, İngilizce, Fransızca, İtalyan­ca ve Yunanca öğrenen Max Meyerhof kısa sürede göz doktoru olarak ün yaptı; bu arada İslâm tıp tarihi alanında çalış­maya ve konuyla ilgili el yazmalarını toplamaya başladı. 1909’da Mısır Göz He­kimleri Cemiyeti’nin başkanlığına seçildi. 1910’da, Prens Fuâd tarafından kurulan Mısır Üniversitesi’ne davet edilerek bura­da klasik Arapça okuttu. I. Dünya Savaşı başladığında Almanya’da bulunan Me­yerhof Kahire’ye dönemedi ve Hannover’-deki askerî hastahanede yaralıların te­davisiyle ilgilendi. 1922’de Kahire’ye git­tikten sonra burada tekrar açılan Alman Birliği’nin başkanlığına seçildi. Almanya’­da Naziler’in yahudileri takibat altına al­maları üzerine Alman vatandaşlığından çıkarak Mısır vatandaşlığına geçti. Kahire’de Cem’iyyetü etıbbâi’r-remedi’l-Mısrî’nin başkanlığını, el-Ma’hedü’l-ilmıyyi’i-Mısrî ve el-CerrTiyyetü’l-melekiyye fi’t-tıbb’ın başkan yardımcılığını yapan Me­yerhof International College of Surgeons’a şeref üyesi seçildi. 1928’de Bonn Üniversitesi tarafından kendisine fahrî doktor unvanı verildi. 2 Nisan 194S’te Kahire’de öldü ve şehrin yahudi mezarlığına defne­dildi.

Özellikle Arap hekimliği ve eczacılığı alanındaki çalışmalarıyla meşhur olan Meyerhof a göre Araplar, Bizans ve Sâsânî imparatorluklarıma karşılaşınca Aris­to. Hipokrat, Câlînûs (Galen) gibi filozof-hekimlerin eserlerindeki Grekler’in eski tıp bilgileriyle tanışmışlar ve bu eserleri tercüme ederek öğrendikleri bilgileri te­davi amacıyla kullanmışlardır. Meyerhof, müslümanlann sadece iyi mütercim ol­duklarını, Grekler’den tercüme yoluyla aldıkları bilgileri sistemleştirerek tasnife tâbi tuttuktan sonra teori ve düşüncede herhangi bir ilâvede bulunmadan Batı’ya intikal ettirdiklerini ileri sürer.

İlgili Makaleler