Filozof Biyografileri

Martin Heidegger Kimdir, Hayatı, Felsefesi, Eserleri, Hakkında Bilgi

HEIDEGGER, Martin (1889-1976)

Alman, filozof. Görüngübilim ve varlıkbilimden kaynaklanan yeni bir Varoluşçuluk anlayışı geliştirdi, insan varlığının özünde kaygının bulunduğu görüşünü savundu.

26 Eylül 1889’da Messkirch-Baden’de doğdu, 26 Mayıs 1976’da Freiburg’da öldü. Doğduğu yerde ortaöğrenimini bitirdikten sonra Freiburg Üniversite-si’nde E.Husserl’in öğrencisi oldu, felsefe, ruhbilim ve tanrıbilim okudu. 1913’te filozof H.Rİckert’in yanında sürdürdüğü çalışmasıyla doktor sanını kazandı. Bu üniversitede 1916’da doçent, 1923’te de Marburg Üniversitesi’nde önce profesör, sonra ordinaryüs oldu. 1929’dan 1945’e değin görev aldığı Freiburg Üniversitesi’nde 1933’te rektörlüğe atandı.Naziler’e yakınlık duyduğu gerekçesiyle, 1945’te son verilen görevine, 1952’de yeniden başladı, 1959’da emekliye ayrıldı.

Heidegger’in felsefesi var olan, ancak “burada olan” (Dasein) kavramma dayanır. “Burada olan” temel varlıktır. Varlıkbilimin ana konusudur. Onun özünü, içeriğini ortaya koyarak, tanımlama olanağı yoktur, onun özü varoluşundadır. Sein und Zeit (“Oluş ve Zaman”) adlı yapıtında Varoluşçuluk’la ilgili düşüncelerini sergilerken görüngübilimde benimsenen çözümleme yönteminin bu alanda da uygulanması gereğini savunur. “Varlık nedir” sorusundan yola çıkan bu felsefe öğretisi için önemli olan, varoluşun yorumu, temel çizgileri içinde açıklığa kavuşturulmasıdır. Varlık sorunu üzerinde durması nedeniyle Varoluşçuluk bir varlıkbilim niteliğindedir. Görüngübilim ise varoluşun betimleyici, sınırlandırıcı birvarlıkbilimidir. Bu bilimin benimsediği çözümleme bütün bilimlerin temelini oluşturur. Bilimin konu edindiği varoluş kendi niteliklerinin, oluşturduğu bütünlük içinde vardır, onu kavramak için, önce insan varoluşundan başlamak, insanı anlamaya çalışmak gerekir. İnsanlığı, kendi varlığında, bir bütün olarak yansıtan insanın özü var olmaktır. Bu var olmayı konu edinen “felsefe, insan varlığının betimleyici yorumundan yola çıkan, kendi ilgi alanı içine giren odakları bu varlığın doğduğu ve sonunda döneceği yerde bulan, görüngübilime dayalı bir varlıkbilim-dir”. Varoluşçuluk’un benimsediği çözümleme, insan varlığını, yalnız kendi özel varoluşuyla ve doğrudan doğruya aydınlığa çıkarmaya çalışır. Öte yandan, insan varoluşunun görüngübilime dayalı yorumlanışı-nm bir yöntem olduğu da unutulmamalıdır. Bu yöntem varoluşu, kendi akışı içinde kavramayı amaçlar, ona dıştan bir gözlemci gibi bakmaktan kaçınır. Bu varoluş yaşamla bağlantılıdır; daha açığı, yaşam bu varoluşun içkin bir sürecidir.

İlgili Makaleler