Sosyoloji

Mario Luzi

Toccata
İşte Nisan, suya
ve toza doygun göklerin sıkıntısı
hasırın suskusu
camda, rüzgârın
dokunuşu, bir yara;
uzamında kapıların
solgun gül ırmaklarda
Hayatın bu yabancı varlığı
Kemerlerde yankılanan adımında.
yaşamak
bize kalandır hâlâ

Nisan – Sevda
Ölüm düşüncesi yoldaş bana
iki duvarı arasında bir yokuş yolun
sancılı tırmanan dönemeçleri boyunca.
İlkbahar soğuğunda tedirgin renkler; otlar,
mor salkım yabancı çalılar
kekre; kavruk eller iğne iğne, bir ürperti
yağmurluklar, pardesüler içinde.
Sancılıdır zaman, sancı verir,
Zaman ki aydınlık bir kasırgada
binbir çiçek katar amansız görüntülere ve herbiri 
kaybolur bir çırpıda toz ve rüzgarda
sorarken sen nedir diye.
Yolumuz bildik yerleredir.
Olgular oysa gerçek dışı
sürgünü ve ölümü önceler.
Nesin sen, ben ne oldum
ki dolaşıp dururum bu rüzgarlı uzamda,
bir adam, uçuk, silik bir iz peşinde!
İnanılmaz seni arıyor olmam, dünyanın
şu ya da bu yerinde
mucize olurdu tanımamız birbirimizi
Ama öyle bir yaş ki benimki
bekler hâlâ ötekinden
kendimizde olanı, belki de hiç olmayanı.
Yaşama yardımcıdır sevda ve sürmeye,
siler sevda ve başlatır. Ve umsa,
acı, azap içinde biri umsa bile
uzaktan bir yardım muştusunu
aslında kendindedir, bir soluk yeter uyarmaya onu.
Bin kez öğrendim bunu ve unuttum bin kez,
bana dönüyor şimdi senden apaçık
şimdi daha canlı, daha gerçek.
Benim cezam bu anın ötesinde sürmek.
Sevdiğim Kadınsa Müzik
Türkçeleştiren: Işıl Saatçioğlu
İyişeyler, Kasım 93

İlgili Makaleler