Tarihi Eserler

Mardin Mimari, Tarihi Eserleri -Camileri, Mescidleri- Hakkında Bilgi

Mardin camilerin­de harim enine gelişen bir plana sahip olup mihraba paralel nefler tonoz örtülü ve mihrap önü kubbelidir. Harimin önün­de bir avlu mevcuttur. Bu Özelliklere sa­hip en erken tarihli yapı ulucamidir. Cami enine gelişen dikdörtgen planlı olup mih­raba paralel üç nefi vardır. Kubbe dilimli formu ile mihrabı, kapısı ve minaresindeki sistemleriyle yapı dikkat çekicidir. Bâbü’s-sûr (Melik Mahmud) Ca­mii, mihrap önü kubbeli ve iki yanda be­şik tonozlu enine gelişen plan tipini sür­düren bir diğer Artuklu yapısıdır. Avlu­nun doğusunda ve kuzeyinde çeşitli bü­yüklüklerde mekânlar yer alır. Cami XIV. yüzyılın üçüncü çeyreğine tarihlenir. Abdüllatif (Latifiye) Camii 772 (1371) tarihli­dir. Enine gelişen planda mihraba para­lel iki nefli bir yapı olup mihrap önünde nefler bir kubbe ile kesilmiştir. Revaklı av­lunun doğu ve batı kanatlarında iki kat halinde medrese yer alır (bk. Abdüllatif camii). Artuklu devrinin sonlarına tarihlenen Süleyman Paşa (Molla Hari) Ca­mii kareye yakın planda mihraba paralel iki nefli olup her iki nefte mihrap önünde birer çapraz tonozla örtülüdür. Mihrap is­tiridye kabuğu şeklinde düzenlenmiştir. Şeyh Çabuk Camii enine dikdörtgen planlı ve mihraba paralel iki nefli bir yapıdır. Gi­rişin güneyinde türbe ya da zikir yeri ol­ması muhtemel bir mekân bulunur. Ca­minin tekke (hankah, zaviye) fonksiyonuna sahip bir yapı olduğu anlaşılmaktadır. Hamîd (Şeyh Zebûn) Camii XIV. yüzyılda ya­pılmış olmalıdır. Enine dikdörtgen planlı yapının doğu yönünde bir iç avlu, batı yö­nünde kubbeli ve tonozlu mekânlar var­dır. Buradaki farklı birimlerin varlığından, yapının sadece bir cami değil benzer plan gösteren tekke ya da zaviye gibi kullanıl­mak üzere yapılmış olduğu düşünülebi­lir. Mardin’de Osmanlı döneminden fazla örnek bulunmaz. Bu devre ait ilk yapı Kı-seyri Camii’dir. Yapı, güneyde beşik tonoz örtülü ana mekânla bunun batısında ku­zeye doğru kareye yakın ek mekânlar ve bunlar arasında yer alan nazireden oluşur. Kitabesinde 967 (1559-60) tarihi vardır. Reyhâniye Camii fevkanî şekliyle dikkati çeker. Mevcut kitabelerin XIX. yüzyıla işa­ret etmesine karşılık XVI. yüzyıl başların­da kurulmuş, XVIII ve XIX. yüzyıllarda ona­rımlar görmüştür. Enine gelişen planda yapı mihraba paralel iki nefli ve mihrap önü kubbelidir. Mihrap nişi istiridye ka­buğu şeklinde düzenlenmiştir. Şeyh Mahmud Türkî (Şeyh Ali) Camii’nin banisi ve tarihi hakkında fazla bilgi yoktur. XVI. yüzyıl kayıtlarında rastlanan yapının XV. yüzyıla ait olabileceği gibi daha erken ta­rihli olması da mümkündür. Yalın görü­nüşlü yapı kareye yakın planda mihraba paralel iki beşik tonozla örtülmüştür. Zairi Şeyh Muhammed ez-Zerrâr Zarrârl Camii enine gelişen planda iki nefli ve mihrap önü kubbeli bir yapıdır. Kitabesi 1102 (1690-91) tarihini verir. Hacı Ömer (Halîfe) Camii enine dikdörtgen planlı olup beşik tonozla örtülüdür. Tekke fonksiyo­nunda olabileceği düşünülen yapının ta­rihi hakkında aydınlatıcı bilgi olmamakla birlikte XVIII. yüzyılın ilk yarısında yapıldığı kabul edilir. Bir Bizans şapelinin üs­tüne inşa edildiği sanılan, XV. yüzyıl ka­yıtlarında banisi olarak Şeyh Mehmed Dînârî adının yazılı olduğu Pamuk Camii (Şeyh Mehmed Dînârî Camii), yapım tarihi hakkında herhangi bir ipucu bulunmayan Arap (Azap) Camii (Azaplar Ağası Mescidi İle isim benzerliği kurulursa XVI. yüzyıl ka­yıtlarında mevcut görünmektedir), XVIII. yüzyıldan kalan Şeyh Şerran Mescidi şe­hirdeki diğer Osmanlı camileridir.