Tarihi Şahsiyetler

Mahatma Gandi Kimdir, Hayatı, Dönemi, Eserleri, Hakkında Bilgi

GANDİ, Mohandas Karamçand (1869-1948)

Hintli siyaset adamı. Şiddete başvurmama ve pasif direnmeye dayanan mücadele yöntemiyle bağımsızlık mücadelesine önderlik etmiştir.

2 Ekim 1869’da Batı Hindistan’da Gucarat Prensliği’nin başkenti Porbandar’da doğdu, 30 Ekim
1948’de Delhi’de öldü. Vayçyas kastına bağlı varlıklı bir tüccar ailesinin oğluydu. Babası Karamçand Gandi, Porbandar kentinin divanıydı (başbakan). Gandi ailesi bir Brahman tanrısı olan Vişnu’ya tapıyor, Vaişnaizm’in (Vişnuculuk) gerektirdiği şiddete karşı olma, yaşayan hiçbir şeye zarar vermeme, et yememe, çeşitli inançlara saygı gösterme ve evrendeki her şeyin ölümsüzlüğüne inanma gibi ilkeleri benimsiyordu.

Öğrenimine Porbandar’da başlayan Gandi, babasının Rajkot başbakanı olması üzerine daha iyi bir okula gitme olanağı buldu. İyi bir öğrenci değildi. Yalnız başına yürüyüş yapmaktan, evde anne ve babasına yardım etmekten hoşlanıyordu. 13 yaşında Kasturbay adlı bir kızla evlendirildi.

1887’de tıp öğrenimi görmek amacıyla Bhavnagar’da Bombay Üniversitesi’ne bağlı Samaldas Colle-ge’a girdi. Ancak ailesi Vaişnava inancına ters düştüğü gerekçesiyle hekim olmasına karşı çıktı ve aile geleneğini sürdürerek hukuk öğrenimi görmesini istedi. Gandi, Eylül 1888’de İngiltere’ye giderek Inner Temple’da hukuk öğrenimine başladı. İngiltere’de kaldığı üç yıl boyunca oradaki yaşam biçimine uyum sağlamakta güçlük çekti. Londra Vejetaryenler Derneği’nin etkin bir üyesi oldu. Aynı dernek içinde çalışan Edward Carpenter, George Bernard Shaw, Annie Besant gibi değişik görüşleri savunan kişilerle tanıştı. Onların yerleşik değerlere karşı çıkan, kapitalizmin olumsuzluklarını eleştiren, ahlaki değerlerin üstünlüğünü savunan, çelişki yerine uzlaşmadan yana olan görüşlerinden etkilendi.

Haziran 1891’de öğrenimini tamamlayarak baroya kabul edildi, bir ay sonra da Hindistan’a döndü. Rajkot ve Bombay’da avukatlık yapmayı denedi. Başarılı olamayınca Güney Afrika’da iş yapan bir Müslüman şirketin önerisini kabul ederek 1893’te Pretoria’ya gitti. Güney Afrika’da yaşayan siyah çoğunluğa ve çalışmaya gelen Hintliler’e yönelik ırkçı baskılara tanık oldu. Bir insan ve bir Hintli olarak onurunu korumaya çalıştı, diğer Hintliler’in de aynı biçimde davranmaları için çaba gösterdi.