Filozof Biyografileri

Madde Nedir -Grek, İslam Felsefesinde- Filozofların Görüşleri, Hakkında Bilgi

Kâinatın kendisinden meydana geldiği şey, varlığın henüz şekil almamış belirsiz hali, sırf güç ve mutlak imkânı ifade eden cevher anlamında felsefe terimi.

Sözlükte “eklendiği şeye bitişik olan zi­yade” anlamına gelen ve Farsça’da mâye kelimesiyle karşılanan madde, “ahşap eş­yanın kendisinden yapıldığı kereste ve in­şaatta kullanılan diğer malzeme” mânasındaki Grekçe hyle (Arapça’da heyûlâ) kelimesinin karşılığı olarak kullanılmak­tadır. Latince’si materiadir.

Grek ve İslâm Felsefelerinde Madde. Düşünce tarihinde bir felsefe terimi ola­rak madde üç ayrı anlamda kullanılmak­tadır. Bunlardan birincisi, tamamen me­tafizik anlamda “cisimlerin duyu verileriy­le algılanamayan aslı” mânasına gelmek­tedir ve heyûlâ ile eş anlamlıdır. Bunun metafizikteki karşılığı su­rettir. Bu anlamıyla madde, mevcudu tahlil ederken diğeri suret olarak kabul edilen cisimlerin mütemmim cüzlerinden biridir. Madde ikinci anlamında üç boyut­lu olan ve yer kaplayan mevcudu ifade etmekte, üçüncü olarak da kıyasta öner­meler ve onların muhtevasına “kıyasın maddesi” denilmektedir.

Antikçağ’dan beri filozoflar fizikî, kim­yevî ve biyolojik açıdan her an değişen bu âlemde değişmeyen bir ezelî ilkenin var­lığı ve onun niteliği üzerinde çok farklı teoriler geliştirmişlerdir. Diğer bir ifadey­le varlığa hâkim olan birlik ve çokluğu, et­ki ve edilgiyi, tamlık ve eksikliği, her tür zıtlık ve karşıtlığı yorumlamak üzere bir ilk prensipten veya maddeden söz etmek zorunda kalmışlardır. İlk Yunan filozofla­rında bugünkü anlamda bir madde anla­yışına rastlanmaz. Her şeyi bir maddî ilke ile açıkladıkları için Aristo bunları “fizik­çiler” olarak niteliyorsa da onların madde anlayışları ruhanîlikten tam arınmış sayılmadığından hayli kar­maşıktır. Meselâ ilk İyonya (lonia) filozofu olan Thales bu ilk maddenin su olduğunu, cisimlerin suyun değişmesi sonucunda meydana geldiğini söyler. Fakat su her şeye hayat verdiğinden ne tam maddî ne de saf ruhanî bir ilkedir. Madde onu canlandıran bir güçle (ruh) birlikte tasarlan­dığından filozofun sistemi tam bir hilo­zoizmdir. Onun öğrencisi Anaximandros bu ilkeye “sonsuz, sınırsız ve belirsiz” an­lamında “apeiron” diyordu. Apeiron sonsuzca hareket ettiği ve soğuk- sıcak, yaş -kuru gibi karşıtlıkları içerdiği için varlık türlerine şekil (form) veren bir ilkedir. Thales’in diğer öğrencisi Anaximenes ha­vayı varlığın ilkesi saymakta, varlık türle­rinin meydana gelişini canlı (ruha sahip) olan havanın seyrek(latif) ve yoğun (kesif) oluşuyla açıklamaktadır. İlk dönem fizik­çilerinden olan ve zıtlıklar (paradokslar) üzerine spekülasyonlanyla tanınan He-rakleitos var olan her şeyin ana maddesi­nin ateş olduğunu, her şeyin ateşten ge­lip yine ateşe dönüşeceğini söyler. Ona göre bu varlık düzenli aralıklarla yanıp sö­nen yani sürekli değişen canlı bir ateştir. Empedokles’e gelince o, kendisinden ön­ceki filozofların varlığın ana maddesi ola­rak ileri sürdükleri su, hava ve ateşe top­rağı ilâve ederek bir sentez oluşturmuş ve ilkenin basit haldeki bu dört unsurdan ibaret olduğunu savunmuştur. Ona göre mahiyeti itibariyle madde değişmez, fa­kat cisimler sürekli olarak değişmektedir. Değişim dört unsurun belli oranda birleş­me ve ayrışmasıyla gerçekleşmektedir.

İlgili Makaleler