Dünya Edebiyatı

Lüzum-ı ma la yelzem Nedir -Türk Edebiyatında- Hakkında Bilgi

Kafiye ve seci ile ilgili sanatlardan olan lüzûm-ı mâ lâ-yelzem, Türk edebiyatında Arap ve Fars belagat kitaplarındaki gibi müstakil baş­lık altında zikredilmekle beraber Muallim Naci’nin Istılâhât-ı Edebiyye’sıyle Reşid Bey’in Nazariyyât-ı Edehiyye’si gibi Türkçe belagat kitaplarında daha çok ka­fiye bahsi içinde ve onun alt başlığı ola­rak “kâfiye-i mukayyede” adıyla ele alın­mıştır. Kaya Bİlgegil ise konuyu Cevdet Paşa gibi “Sec’e Bağlı Sanatlar” bahsinde işlemiştir. Terim, “manzum veya mensur eserlerde beyit yahut cümle sonlarında yer alan kafiye ve secilerde kafiyeyi meydana getiren revîlerden veya onların ye­rini tutan harflerden önce aynı cinsten ve eşit sayıda harf bulunması” şeklinde tanımlanabilir. “Kiram” ve “benâm” keli­meleri seci yahut kafiye olarak kullanıldı­ğında son harfleri olan “mîm me”ler ye­terli birer revî harfi iken gerekli olmasa da ahengi arttırıcı tesirleri dolayısıyla bun­dan önceki “elif â” harflerinin âhengiyle metni güzelleştirmek lüzûm-ı mâ lâ yel­zem sayılmış, bunu gerçekleştirmek için şairin kendini bir nevi zorladığı düşünüle­rek bu işe “san’at-ı teşdîd” veya “san’at-ı i’nât” denilmiştir.

Nâmık Kemal’in, “Görüp ahkâm-ı asrı münharif sidk u selâmetten Çekildik iz­zet ü ikbâl İle bâb-ı hükümetten” beytinde “selâmet” ve “hükümet” kelimelerindeki “te” revî harfi, ondan önceki “mîm me” i’nât (teşdîd) örneğidir. Seçili nesrin en kuvvetli temsilcilerinden Sinan Paşa’nın Tazarr ûn âm e “sin de mevcut sayısız ör­nekten biri olan, “Aşk bir zevktir, onun da başka bir dili var; aşk bir şevktir, onun da ayrı ehli var” cümlesindeki “zevk” ve “şevk” kelimelerinde, bir taraftan “kâf/ ka”nın revî harfi olarak tekrar edilmesi dolayısıyla seci ortaya çıkmakta, diğer ta­raftan bu kelimeler aynı vezinde olduğun­dan muvazi mütevazi seci örneği teşkil etmektedir. Burada ayrıca revîden önceki “vâv/ve” harfleri dolayısıyla iltizam sa­natı da mevcuttur. Bu örnek muvazi se­cilerin aynı zamanda iltizam örneği oldu­ğunu da gösterir. Buna göre her iltizam örneği muvazi seci değildir, fakat her muvazi secide iltizam vardır denilebilir.

Mısralarında esas kafiyesinden başka bir kafiyesi daha olan ve Türk şiirinde “zülkâfiyeteyn” olarak adlandırılan man­zumelerle esas kafiyesinden başka ikiden fazla kafiyesi bulunduğu için “zülkavâfî” denilen nazım parçalarındaki kafiyelerde de bu sanat vardır. Sâmî’nin, “Cûşiş-i eş-ke dil-i pür- hun bir mecra iki / Hayf kim fülk-i dil-i meşhûn bir derya iki” matla’lı gazeli bu tarzda yazılmıştır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

İlgili Makaleler