Kimdir

Louis Aragon kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi

Louis Aragon kimdir? Hayatı ve eserleri hakkında bilgi: (1897-1983) Fransız şair, romancı. Gerçeküstücü­lük hareketinin kurucularından ve Fransız toplumcu edebiyatının önde gelen temsilcilerindendir. 3 Ekim 1897’de Paris’te doğdu. Annesi ile babası ayrıydı; annesi babasının varlığını sakladığı gibi kendisini de ablası olarak tanıtmıştı. Aile 1904’te Neuilly’ye taşındı, 1908’de Saint-Pierre Lisesi’ne giren Aragon, çok başarılı bir öğrenciydi. 1914’te tıp eğitimine başladı. Uç yıl sonra, I. Dünya Savaşı’nın son yılında askere alındı, kendisi gibi tıp öğrencisi olan Andre Breton’la tanıştı. 1918’de cephede gösterdiği yararlıklardan ötürü madalya aldı. Paul Eluard ve Philippe Soupault ile tanıştı. Terhis olduktan sonra yeniden başladığı tıp öğrenimini 1921’de yarım bıraktı ve kütüphaneci olarak çalışmaya başladı. 1923’te Giverny’ye yerleşti, üç yıl önce katıldığı Dadaizm hareketinden kopmaya başlamıştı. Ertesi yıl Breton’ un yayımladığı “Sürrealizm Manifestosu” ve Revolution Sürrealist dergisi doğrultusundaki görüşlere katıldı. Ancak 1928’den sonra estetik ve politik görüşlerinde büyük bir değişim başladı. Aynı yıl evlendiği romancı Elsa Triolet ile SSCB’ye gidip bir yıl orada kaldı. 1930’da Harkov’da toplanan Devrim­ci Yazarlar Kongresi’ne katıldı. 1932’de artık Breton’ dan ve Gerçeküstücülük hareketinden bütünüyle kopmuştu. Fransız Komünist Partisi’nin (FKP) yayın organı l’Humanite’de çalışmaya başladı. Ertesi yıl Birinci Sovyet Yazarlar Birliği Kongresi’ne katıldı.

1935’te Paris’te toplanan Kültürün Savunulması İçin Dünya Yazarları Kongresi’ne katıldı. Ertesi yıl ‘ Ce soir gazetesinin yönetimini ele aldı, Paul Nizan’la çok yakın bir ilişkiye girdi. 1939’da çıktığı New York gezisinden döndüğünde yeniden askere alındı. Nazi işgaline karşı örgütlenen Fransız direniş hareketine, değişik bir kimlikle gittiği Güney Fransa’da katılan Aragon, gizlice basılıp dağıtılan şiirleriyle büyük ün kazandı. II. Dünya Savaşı’ndan sonra Paris’e dönüp çeşitli sol dergilerin yönetimini üstlendi. 1950’de FKP Merkez Komitesi üyeliğine seçildi. 1968 Mayıs olaylarında öğrencilerin gösteri ve toplantılarında konuşmalar yaptı. 1969’da Goncourt Akademisi’ne girdiyse de, kısa bir süre sonra buradan ayrıldı. 1970’te eşi ve politika arkadaşı Elsa Triolet’nin ölümü Aragon’u çok sarstı. 1977’de Ekim Devrimi’nin altmışıncı yıldönümünü kutlama törenlerine resmi Fransız temsilcisi olarak katılan Aragon, son yıllarda yalnızca eski yapıtlarının yeni basımlarını hazırlıyor, kimi konferans ve TV konuşmalarına katılıyordu. Ocak 1983’te, Paris’te öldü.

Aragon ilk yazı denemelerine çok küçük yaşlarda başlamıştı. Şiir konusundaki görüşlerini cephede tanıştığı Breton’la birlikte geliştirdi. İlk şiirlerini 1918’de Nord-Sud dergisinde yayımladı. Bu şiirler Tristan Tzara’nın öncülük ettiği Dadaizm akımının etkisi altındaydı. Toplum kurallarına, savaşa ve gele­neklere karşı oldukları kadar, şiirin o güne değin süregelmiş olan kurallarına da karşı olduklarını belirten Dadacılar, bu karşı çıkışlarını anlamsızlığa dek vardırıyorlardı. Aragon’un 1920’de ilk şiir kitabı Le fen de joie (“Kıvanç Ateşi”) ve bir yıl sonra da romanı Anicet on le panorama (Anicet) yayımlandı­ğında büyük yankılar uyandırdı, dönemin usta yazar­larından olumlu eleştiriler aldı. Aragon, 1924’te Dadaizm’den ayrılarak, Breton’la birlikte Revolution Sürrealist dergisinde, Gerçeküstücü akımın öncülü­ğünü yapmaya başladı. 1925’te yayımlanan Le paysan de Paris (“Parisli Köylü”), bu akımın başyapıtların­dan biri olarak kabul edilmiştir.

1928 yılı Aragon’un yaşamında bir dönüm nok­tası olmuştur. Mayakovski ve sevgilisi Lili Brik’in kızkardeşi romancı Elsa Triolet ile tanışması, şairin tüm yaşamını dolduracak bir sevginin ve bundan sonraki şiir serüvenini belirleyecek olan dünya görü­şünün oluşumunu başlattı. Aragon Marxist düşüncey­le daha önceleri de ilgilenmişti; ancak 1928’den sonra bu öğreti yaşamını yönlendirmeye başladı. Gerçeküstücüler’le ilişkisini kesen şair, şiirinde gele­neksel lirik biçimlere yöneldi. Bu dönem şiirleri üç ana tema etrafında toplanır: Bir toplum biçimi olarak sosyalizmi öven şiirleri; özellikle savaş ve direniş günlerinin yurtseverlik şiirleri; eşi Elsa’da somutlanmakla birlikte, dünyaya, yaşama, doğaya yönelik sevgi şiirleri. Le monde reel (“Gerçek Dünya”) başlığı altında yazdığı bir dizi romanda ise Avrupa burjuva­zisinin içten içe çürüyüşünü, işçi sınıfının yaşam koşullarını ve isteklerini dile getirdi. Bunlar arasında en başarılısı sayılan La semaine sainte (“Kutsal Hafta”) adlı romanında, 1810Tar Fransası’nı Marxist bir bakış açısıyla sergiledi. Yazdığı çok sayıda makale ve deneme yazısında ise klasik yazarları yeniden değerlendirdi; Sovyet edebiyatçılarını Fransız okurla­rına tanıttı.

Louis Aragon Avrupa’nın çarpıcı değişimler geçirdiği, birbirini izleyen kuşakların değişik sanatsal ve siyasal arayışlar içinde olduğu uzun bir dönem boyunca, çok yönlü kişiliği ve güçlü kalemiyle, değişik sanatsal eğilimlerden hem etkilendi, hem de başkalarını etkiledi. Aragon gençliğinin bireysel baş­kaldırısını “otomatik yazı” denilen gerçeküstücü tek­nikle dışavururken akılcı ve devrimci, en politik şiirlerini yazarken özgün ve duyarlı olmayı başar­mıştır.

YAPITLAR (başlıca):

Şiir:

Roman:

Makale:

Kaynak: Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, 7. cilt, Anadolu yayıncılık, 1983

İlgili Makaleler