Sosyoloji

Lewis Coser

Lewis Coser (1913-2003)

Çatışmanın çözümlenmesi açısından önemli
katkıları olan Coser, Simmel’in bu konudaki düşüncelerini geliştirmeye çalışmıştır.

En önemli eserleri arasında Toplumsal Çatışmanın
İşlevleri
(1956),

Sosyolojik Teori (1964),

Sosyolojik Düşüncenin Ustaları
(1970),

Açgözlü Kurumlar (1974) ve

Çatışma ve Uzlaşma
(1984) sayılabilir.

Coser önemli toplumsal ilişkilerin anlaşılmasında
merkezî bir öneme sahip olmasına rağmen çatışmanın içinde bulunulan dönemdeki Amerikan
sosyologları tarafından neredeyse tamamıyla göz ardı edildiğini belirtir.

Çatışmanın yıkıcı ve parçalayıcı olmaktan ziyade
toplumun varlığını sonsuza kadar koruyacak bir denge sağlama aracı olabileceğini
savunmuştur.

Toplumsal Çatışmanın İşlevleri
(1954) adlı çalışmasında çatışmanın toplumda her zaman var olduğunu ve sadece
“parçalayıcı”, “negatif” bir faktör olmadığını, grup ya da kişiler arası ilişkilerde
bireylerin gruptan çekilmelerini önleyerek grup sınırlarının korunmasına katkıda
bulunma gibi önemli işlevlere sahip olduğunu dile getirir.

Coser çatışmanın en çok grup birliğinin ve
kimliğinin oluşması, korunması ve sürdürülmesi üzerindeki rolü üzerinde yoğunlaşır.

Coser, toplumsal çatışmayı analiz ederken
özellikle George Simmel’in formel sosyoloji geleneğine bağlı kalmıştır (Simmel çatışmayı
karşılıklı bir etkileşim sürecinde bir sosyalleşme biçimi olarak görür).

Çatışma ve Grup Sınırları

Belirli gruplar arasındaki çatışma neticede
grubun yapısı üzerinde güçlendirici ve bütünleştirici bir etki yaratır
(ötekinin varlığı ve onunla yaşanan çatışma, biz algısını kuvvetlendirir).

Coser, bütün toplumların çatışmadan kurtulmak
için gerginlikleri ve düşmanlıkları kanalize edecek mekanizmalar oluşturma
yoluna gittiklerini belirtir. Bu mekanizmalar emniyet
supabı
işlevi görür (kurum içi dernekler ve STK’ler gibi). 

Coser çatışmayı çözümlerken gerçekçi olan
ve olmayan (realistic-nonrealistic)
çatışmalardan da söz eder.
Gerçekçi çatışmalarda kişilerin
tepkisi engelin kendisine yöneliktir. Gerçekçi olmayan çatışmalarda kişilerin
tepkilerini gerilime yol açan gerçek kaynağa değil de onu ikame edecek başka
bir kaynağa kaydırmaları söz konusudur (spor yöneticilerinin başarısızlığını
görmeyelim diye ortaya atılan uydurma gündemler gibi).

Yakın Toplumsal İlişkilerde Düşmanlık

Kariyer hedefleri çatışan kişiler arasında
yaşanan gerilim Coser’ın incelediği bir düşmanlık türüdür. Coser’a göre ilişkilerin
yakınlık derecesi arttıkça çatışmanın yoğunluk derecesi de artar.
Coser aile gibi sıkı kaynaşmış ilişkilerin olduğu grupların
çatışmayı bastırma eğilimlerine sahip olduklarını belirtir

Coser bireylerin toplumsal ilişkilere kişiliklerinin
bir bölümüyle katıldıkları toplumsal gruplarda ise çatışmanın yıkıcı olma
ihtimalinin daha az olduğunu savunur.

Grup Yapısında Çatışmanın İşlevi

Grup içi çatışma mevcut normların canlanmasına
ya da yeni normların oluşmasına da katkıda bulunur. Her çatışma grup yapısı
açısından olumlu nitelik taşımaz. Burada belirleyici olan çatışmaya neden olan
meselenin ve toplumsal yapının tipidir.

Dış Gruplarla Çatışma

Dış gruplarla çatışma grup üzerinde her
zaman güçlendirici bir etki yaratmayabilir.
Dış
gruplarla çatışma öncesinde grup içi birlik derecesi zayıf ise çatışma grup
üzerinde parçalayıcı yani olumsuz veya bozuk işlevsel bir etki yaratabilir.

Coser’a göre, özellikle dinsel tarikatlar
gibi sıkıca kaynaşmış gruplar, iç çatışmaları engellemek için düşman üretirler.

Coser çatışmaya işlevselci bir bakış açısıyla
bakmış, ancak diğer işlevselci sosyologların çoğundan farklı olarak çatışmanın,
yapıya esneklik sağlayarak adaptasyon yeteneğini güçlendirmek gibi, olumlu işlevlere
de sahip olduğu sonucuna varmıştır.

Bir sistemin değişmesi ya da bir sistem
içindeki değişiklikler, sistemin ulaşmış olduğu birliğin derecesiyle yakından
bağlantılıdır. Kapitalist demokrasiler, sivil topluma dayalı olan güçlü
kurumsal yapılarıyla, grup çatışmalarına karşı “hoşgörülüdür” ve onlardan
“yaratıcı biçimde faydalanmaktadır”; totaliter toplumlar ise bu sınırlı anlamıyla
çatışmalara bir çözüm bulamamakta, çünkü birbiriyle çelişen çıkar ve değerlerin
ifade edilme araçları, ideolojik açıdan kapalı bir “konsensüs” ortamında fiilen
bulunmamaktadır.

Modern Sosyoloji Tarihi

Editör: Prof. Dr. Serap Suğur

Anadolu Üniversitesi Yayını No: 2304,
Eskişehir, Ocak 2013

İlgili Makaleler