Kurra Nedir, Ne Demek, Tarihçe, İlk Kurralar Kimlerdi, Hakkında Bilgi
Kurrâ. Çok Kur’an okuyan anlamına gelen ve farklı bağlamlarda kullanılan bir terim.
Sözlükte “okuyucu; âbid ve zâhid” mânalanndaki kâri kelimesinin çoğulu olan kurrâ İslâmiyet’in ilk devirlerinden itibaren değişik grupları ifade etmiştir. Buhârî’nin “Peygamber’in kurrâsı” başlığıyla kaydettiği bölümde Resûlullah’ın kendilerinden Kur’an öğrenilmesini tavsiye ettiği Abdullah b. Mes’ûd, Salim Mevlâ Ebû Huzeyfe, Muâz b. Cebel ve Übey b. Kâ’b’dan kurrâ diye bahsetmesi Yemâme savaşından sonra Hz. Ömer’in Ebû Bekir’e gelerek savaşlar yüzünden kurrâdan hayatta hiç kimsenin kalmaması tehlikesinin bulunduğunu söyleyip Kur’an’ın cemedilmesini istemesi örneklerinde kelime “Kur’an kıraati konusunda uzman kişiler” anlamında kullanılmıştır. Hz. Ömer’in, meclislerinde hazır bulunan genç ve yaşlı kurrâ ile istişare ettiğini belirten rivayette ise kurrâdan kastedilenin ilim sahibi kişiler olduğu söylenebilir.
Enes b. Mâlik, Hz. Peygamber tarafından Âmir b. Sa’saa kabilesine gönderilen ve Bi’ri maûne’de şehid edilen ensardan yetmiş kişilik bir gruptan bahseder ve gündüzleri odun toplayan, geceleri namazla geçiren bu kişileri kurrâ diye adlandırdıklarını belirtir. Bunların kıraat alanında uzmanlaşmış veya ilim ehli kişiler olmayıp ibadet maksadıyla çokça Kur’an okuyan, namaz kılan, ayrıca kendilerine verilen görevleri yerine getiren sorumlu kişiler olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonraki dönemlerde âbid ve zâhid kimseler olan sûfılerin de kurrâ diye anılması muhtemelen buradan kaynaklanmaktadır. Nitekim ümmetin münafıklarının çoğunu kurrâların teşkil ettiği ve kurrâdan uzak durulması gerektiği şeklindeki nakillerde kastedilenlerin dinin ölçülerinden uzaklaşmış sûfîler olduğu anlaşılmaktadır.