Künhü’l-ahbâr Kitabı, Yazarı, Konusu, Özellikleri, Hakkında Bilgi
Künhü’l-ahbâr. Âlî Mustafa Efendi’nin (ö. 1008/1600) dünya tarihî olarak kaleme aldığı eseri.
Müellifin müslüman tarih yazımına mükemmellik kazandırmak amacıyla kaleme aldığını ifade ettiği eserin yazma nüshası yaklaşık 1000 sayfa ve dört bölümden (rükün / erkân) meydana gelmektedir. Birinci bölüm yaratılıştan Hz. Muhammed’e kadar olan tarihe, ikinci bölüm Emevî ve Abbasîler dönemine, üçüncü bölüm Türk ve Moğol hanedanlarının tarihine, dördüncü bölüm Osmanlı tarihine ayrılmıştır. İlk bölümde ayrıca coğrafya ve etnolojiyle ilgili konular, eserin sonunda da biyografiler ihtiva eden ilâve bir kısım düşünülmüş, ancak eserin mukaddimesinde belirtilen bu planlama tam olarak gerçekleşmemiştir. Bunun yerine bölümlerin muhtevası şu şekildedir: Birinci bölüm Hz. Âdem’den Hz. Yûsuf’a kadar olan peygamberler ve hanedanlar tarihini; ikinci bölüm Hz. îsâ ve Hz. Muhammed’e kadar olan peygamberler tarihini, ilk sahâbîlerin ve I. (VII.) yüzyılın önemli şahsiyetlerinin biyografilerini, on iki imamın hayatını, İran ve Ptoleme hanedanları tarihini; üçüncü bölüm Emevî ve Abbasîler dahil pek çok müslüman hanedanın tarihini; dördüncü bölüm başlangıçtan 1005 (1596) Eğri seferine kadar olan Osmanlı tarihini içine alır. Bu son bölümde ayrıca devlet adamları, âlim ve şairlere ait uzun biyografiler, Osmanlılar’ın aslı, etnolojileri ve idarecilerinin durumuyla ilgili müstakil kısımlar da bulunmaktadır.
Kitap içindeki verilerle müellifin diğer eserlerinden çıkarılan bilgilere göre Künhü’1-ahbâr’ın yazımına muhtemelen 1000 (1592) yılı kışında başlanmıştır. Müellif, eser üzerinde sekiz (bir başka yerde on) yıl çalıştığını ve sürekli değişiklikler yaparak ilâveler (ta’likat) yazdığını söylemektedir. 1008’de (1599-1600) Kahire’ye giden Âlî’nin burada da kitap üzerinde çalışmaya devam ettiğine dair işaretler vardır. Muhtemelen dördüncü bölümün son redaksiyon nüshalarından birinin 1599’dan sonra Kahire’de görülmüş olması ve Âlî’nin bu tarihten sonraki eserlerinde Künhü’l-ahbâr’ûan alıntıların bulunması onun eserin bir veya birkaç nüshasını beraberinde Kahire’ye. ardından sancak beyliğine tayin edildiği Cidde’ye götürdüğünü göstermektedir.