İslam Tarihi

Kudüs Tarihi, -Memlükler Dönemi- Hakkında Bilgi

Kudüs, Memlûk Devleti’nin ilk kuruluş yıllan sırasında (1250-1260) Suriye’deki Eyyûbîler ile Mem­lükler arasında birkaç defa el değiştirdi. Abbasî Halifesi Müsta’sım- Bİllâh’ın aracılığıyla Suriye’deki Eyyûbîler ve Memlük-ler arasında yapılan barış antlaşması ile (Safer65l /Nisan 1253) Kudüs Memlük-ler’e bırakıldı. Ancak Filistin ve Kudüs 654 (1256) yılında tekrar Eyyûbîler’in eline geçti. Moğollar’a karşı kazanılan Aynicâ-lût zaferiyle (1260) Eyyûbî hanedanı da so­na erdi ve şehir daha istikrarlı bir yöneti­me kavuştu. Hilâl-haç mücadelesinin sem­bolü konumundaki Kudüs’ün Haçlı tehli­kesinin ortadan kalkmasıyla birlikte siya­sî açıdan önemi azaldı. Coğrafî konumu­nun yanı sıra dönemin ana ticaret yolla-nnm uzağında olması ve şehirde güçlü bir askerî birliğin bulunmaması bunda etkili olmuştur.

Kudüs Memlûk idaresinin ilk yıllarında Dımaşk, Kahire Halep ve Gazze gibi dö­nemin büyük şehirlerinin aksine nâibler yerine Gazze veya Dımaşk naibinin tayin ettiği valiler tarafından yönetiliyordu. Kalkaşendî şehrin 777’de (1375) nâibliğe dönüştüğünü ileri sürüyorsa Memlükler devrinde şehrin tarihi hakkında el-Ünsü’l-celîl adıyla bir eser telif eden Ebü’1-Yümn el-Uleymî, Muhammed b. Kalavun’un üçün­cü saltanatı döneminde (1309-1341) Alemüddin Sencerel-Cavlî’nin Kudüs nâibü’s-saltanası olduğunu belirtmekte (II, 271-272), İbn Tğrîberdî de 709 (1309) yılı olaylarını anlatırken Kudüs naibinden bahsetmektedi. Kudüs nâibleri bu dönemde he­nüz müstakil olmadığından Gazze veya Dımaşk nâibleri tarafından rütbesi büyük şehirlerinkine oranla daha düşük emirler arasından (emîr-i tablhâne) tayin edil­miştir. XIV. yüzyılın sonlarından itibaren Kahire tarafından tayin edilmeye başla­nan Kudüs nâibleri arasında büyük emîrlerin de [emîr-i mie mukaddemü’l-elf] bu­lunduğu dikkati çekmektedir. Şehirde vali veya nâiblerden başka müslümanların mukaddes kabul ettiği yerlerden sorumlu nâzırü’l-haremeyni’ş-şerîfeyn de görev yapıyordu. Kudüs nâibleri bazan nâzirü’l-haremeyni’ş-şerifeyn unvanını da taşıyor­du. Memlûk devri boyunca sultanın ceza­landırdığı Memlûk emîrlerinin Kudüs’e sürülmesi de şehrin siyasî konumuyla il­gilidir. Zira şehirde fazla asker bulunma­ması ve surlarının takviye edilmemesi, Kudüste yaşamaya mecbur edilen Mem­lûk emîrlerinin isyan etme ihtimalini azal­tıyordu. Ayrıca emekli olan memlûk emir­leri de Kudüs’ün siyasetten uzak havası ve dinî konumu dolayısıyla şehirde yaşa­mayı tercih ediyorlardı. Aynı şekilde yahudi ve hıristiyanlarda olduğu gibi diğer müslümanlarda da Kudüs’te yaşama ve burada defnedilme arzusu vardı.

İlgili Makaleler