Tarihi Şahsiyetler

Küçüm Han Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

Küçüm Han (ö. 1006/1598’den sonra) Batı Sibirya hanı (1563-1581).

Hayatının ilk yılları hakkında bilgi yok­tur. Ebülgazi Bahadır Han eserinde onu Murtaza Han oğlu olarak tanımlayıp Cuci Han’ın oğlu Şeyban vasıtasıyla soyunu Cengiz Han’a bağlar. Rus kaynaklarında ise Kazak kökenli ol­duğu belirtilir. Küçüm Han’ın hangi şart­larda Sibir Hanlığı’nın başına geçtiği açık değildir. Merkezi Tura (bugün Tümen) şehri olan Sibir Hanlığı’nın başında bulu­nan Yadigâr Han’ın 1582 yılında Kazan’ı alan Ruslar’a elçiler göndererek vergi vermeyi ve Moskova’nın hâkimiyetini ka­bul etmeyi önermesi üzerine 1563’te Kü­çüm Han’ın, halkın desteğiyle İrtiş neh­ri üzerindeki İsker şehrinin ve Batı Sibir Hanlığı’nın idaresini eline geçirdiği kay­dedilir. Sibir yurdunda huzuru sağlayan Küçüm Han, İrtiş ve Tobol bölgesindeki Tatarlar’la Baraba çölündeki Tatarlar’ı hâ­kimiyeti altına aldı, fakat kısa sürede den­geler yeniden hanlık aleyhine değişmeye başladı. 1569 yılında Ruslar’ın baskıları karşısında 1572’de onlara vergi ödemeyi kabul eden Küçüm Han ertesi yıl Çarlık elçisini öldürttü ve en güvendiği adamı olan Muhammed Kul’u Perm üzerine gön­derdi. Böylece Rusya ile Sibir Hanlığı ara­sındaki ilişkiler kesildi. Rus çarı Sibir’in Moskova’ya uzaklığı dolayısıyla Küçüm’ün üzerine gidemedi. Böylece Küçüm Han Sibirya’da yeniden hâkimiyetini sağlamış oldu. Bu husus hanlığa verilen Küçüm Si-biryası, Sibirya Yurtası, İrtiş Hükümdar­lığı, Sibirya Hanlığı gibi Rus isimlerinden de anlaşılmaktadır. Küçüm Han’ın ülkesi­nin temelini Kazak halkının oluşmasında önemli rol oynayan Kıpçak, Argın, Jalayır (Celâyir), Kerey, Nayman. Tabın, Kanglı, Karluk ve diğer kabileler teşkil ediyordu. Böylece onun ülkesinin, çok eskiden beri Kazak halkının ataları olan ve Türkçe ko­nuşan Kıpçak kabileleri tarafından iskân edildiği anlaşılmaktadır. Ruslar Türkçe ko­nuşan bu kabilelere Tatar adını vermişlerdi.

Küçüm’ün hanlığı, başşehri bugünkü Tobolsk yakınlarındaki İsker şehri olan Batı Sibirya ve Kuzey Kazakistan toprak­larını içine alıyordu. Küçüm ülkesini bir yandan imar ederken bir yandan da bura­da yaşayan, çoğunluğunu Türkler’in teş­kil ettiği çeşitli halkların dinî inancı olan Şamanizm ve Mecusîlik yerine İslâmiyet’in yayılmasına çalıştı. Bu konuda babası ara­cılığı ile kardeşi Ahmed Giray’ın ya da za­manın Buhara Hanı Abdullah’ın kendisi­ne yardımcı olduğu rivayet edilir. Küçüm Han bu hususta Kazan’dan pek çok din âlimi getirtti. Aynı zamanda komşuları İle ticarî ilişkilerini geliştirdi.

Ancak Küçüm Han’ın bu yükselişi, Rus idaresinin sıkı tedbirlerinden kaçan Rus Kazaklan’nın reisi Yermak’ın saldırıları ile sona erdi. Temmuz 1581’de Babahasan köyü yakınında cereyan eden ve beş gün süren çarpışmada Küçüm’ün kuvvetleri tüfekle donatılmış olan Ruslar’a karşı ko­yamadı. Ardından Yermak hanlıkta çeşitli işgallere girişti. İlk olarak Karaca Kül gö­lünün yakınındaki Karaca şehrini aldı. 14 Eylül 1S81 ‘de küçük bir şehir olan Atık’ı istilâ etti. Bunun üzerine Tobol deltasın­dan 2 km. yukarıda, İrtiş nehrinin doğu kı­yısındaki Çuaş burnunda iki taraf arasın­da çatışma meydana geldi. İlk çarpışma­da taraflar birbirine üstünlük sağlayamadılarsa da 23 Ekim’de Çuaş Burnu’nda ya­pılan ikinci savaşta Küçüm’ün kuvvetleri bozguna uğradı ve dağıldı. Küçüm Han 25 Ekim gecesi ailesiyle birlikte İsker’den ay­rıldı. Yermak ertesi gün İsker şehrine girdi.