Tarihi Eserler

Küçük Ayasofya Camii / Külliyesi Nerede, Tarihi, Mimari, Hakkında Bilgi

Küçük Ayasofya Külliyesi. İstanbul’da XVI. yüzyılın ilk yıllarında bir Bizans kilisesinden dönüştürülen cami ile etrafındaki vakıf binalar.

İstanbul’un Marmara’ya bakan güney surlarının iç tarafında, Kadırga Limanı ile Cankurtaran semtleri arasında yer al­makta olup cami, türbe, zaviye-medrese, sıbyan mektebi ve hamamdan meydana gelmektedir.

Cami. XVI. yüzyılın başlarında II. Bayezid döneminin Kapıağası Hüseyin Ağa ta­rafından camiye çevrilmiş bir Bizans kili­sesi olup yakınına bir zaviye ile kurucusu­nun türbesi de eklenmiştir. Yapı, şimdiki binası ile Ayasofya’nın da kurucusu olan iustinianos tarafından 530 yılma doğru inşa ettirilmiştir. İki eserin plan bakımın­dan bazı benzerlikler taşıması sebebiyle buraya Türk devrinde Küçük Ayasofya de­nilmiştir. Evvelce aynı avlu içinde Petrus ve Pavlus adlarına sunulmuş bazilika ti­pinde bir kilise mevcut olup burada Hormisdas sarayı adı verilen Büyük Saray’ın bir pavyonu da bulunuyordu. Kuruluş efsanesine göre I. Justinianos, amcası I. Iustinos aleyhine bir ayaklanmaya karış­tığı için cezalandırılacağı sırada azizlerden Sergios ve Bakkhos’un Iustinos’un rüya­sına girerek lehinde tanıklık etmeleriyle kurtulmuş ve imparator olunca da şük­ran borcunu ödemek üzere bu azizlerin adına kiliseyi yaptırmıştır.

953(1546) tarihli İstanbul Vakıfları Tahrir Defteri’nde Küçük Ayasofya Camii’nin913 (1507) tarihli ve Mehmed b. Mustafa imzalı vakfiye özeti bulunmak­tadır. Buna göre mabedin geliri şu vakıf­lardan sağlanmaktadır: Yılda 42.500 ak­çe getiren yanındaki hamamdan başka Ayasofya civarında biri otuz beş, diğeri on üç hücreli iki han. yirmi yedi dükkân, ay­rıca çeşitli dükkânlar, hücre, başhâne. bozahâne, ev, yahudi hücreleri, Galata’da dükkânlar, evler, İstanbul dışında Yenice, Murad Fakih, Lazarı ve Sırma köyleri, Edirne’de Halil Paşa Hanı denilen hanın on bir hissesiyle birçok dükkân. Bu gelirlerden pek kalabalık olan cami görevlile­rinden başka zaviye şeyhine, sıbyan mek­tebi hafızlarına, türbedarlara ve imaret aşhâne personeline belirli gündelikler tahsis edilmiş, ayrıca gelirin nasıl harca­nacağı belirtilmiştir. Caminin şadırvanı ve mektebi Sadrazam Ahmed Paşa tara­fından 1153’te (1740) yeniden yaptırıl­mıştır.

İlgili Makaleler