Nedir ?

Kozmetik Tarihi, Tarihçesi Nedir, Hakkında Bilgi

Fransızca cosmétique kelimesinden Türkçeye geçen sözlükte “Cildi ve saçları güzelleştirmeye, canlı tutmaya yarayan her türlü madde.” anlamına gelir.

Arkeolojik bulgular, tarih öncesi insanların pigmentleri nasıl hazırlayacaklarını ve bulacaklarını, ayrıca bunları yağlı maddeler ile karıştırarak mağara duvarlarını boyamak ve vücudu süslemek için kullanılabilen Kimyasal karışımları üretmeyi bildiklerini göstermektedir. O dönemde vücudu boyama hem bir çeşit süslenme hem de sihirlerden korunma şekli idi. Tarih öncesi pigmentlerin analizi 17 farklı rengin kullanılmış olduğunu göstermektedir. En çok kullanılanlar beyaz kurşun, tebeşir veya jips denen bir maddeden elde edilen beyaz; taş kömürü veya mangandan elde edilen siyah, kırmızı, turuncu ve yeşil olmuştur.

Kozmetiğin Asya’da başladığı kuvvetli bir ihtimaldir. Vücuda gösterilen büyük özene alışık ve görevleri kocalarına cezbedici görünmek olan Hindu kadınlar için kozmetik ürünleri ve parfümler gereklilik arz etmiştir. Meşhur Hindu makalelerinde, (Kama Sutra) kadınlara dövme ve dişleri, giysileri, saçı, tırnakları ve vücudu renklendirme sanatını öğrenmeleri tavsiye edilir. Şu an bile bir çok Hindu kadını kozmetikleri hala eski yolla kullanır; göz kapakları bazlı bir boya ile boyanır; yüz ve kolları safran tozu ile sarartılır ve ayak tabanları da kına ile kızıllaştırılır.

Yunanlılar zamanında Hipokrates ve arkadaşları dermatoloji üzerinde çalışarak perhizin, jimnastiğin, güneşin, banyoların ve masajın sağlığa ve güzelliğe olan faydalarını belirterek kozmetolojinin gelişmesinde etkili olmuşlardır. Galenusun M.S. 130 – 200’de Local Remedies isimli kitabı ilk kozmetik kitabı olarak düşünülebilir.

Eski Romalılar kozmetikleri küçük görürlerdi ve çok az ilgi gösterirlerdi. Kozmetikler Yahudi ve Müslüman dünyasında kutsal kitaplarda açıkça ve ayrıntılı bir şekilde belirtildiği gibi bolca kullanılmıştır. Kur’an’da sürmenin kullanılması bir sürede tavsiye edilmiştir. Fatih’in saray doktoru olan Abdekar, Güzelliği Koruma Sanatı isimli, o devrin hijyen ve kozmetik pratiğini belirten bir kitap yazmıştır.

Britanya‘nın ilk sakinlerinin ham kozmetikleri kullanmaktan çok zevk aldığı sanılmaktadır. Yeni ve daha etkili kozmetik ürünlerine duyulan istek geliştikçe, kullanılan tehlikeli ya da öldürücü malzemelerin sayısında bir artma olmuştur. Fucus kırmızısı, dudak boyası olarak kullanılmış olup, gerçekte kırmızı civa sülfürü idi; vitriol yağı ( sülfürik asit ) saçları ağartmak için kullanılabilirdi.

Kozmetik kullanımındaki sıçrama 18. y.y. Avrupa’sında özellikle de her iki cinsin tamamen yapay bir görünüme ulaşmaya çalıştıkları İngiltere ve Fransa’da meydana gelmiştir. 1880’lere doğru teknolojideki ve bilhassa yayıncılıktaki gelişmeler ve reklamın keşfi ile kozmetik tarihinde yeni bir devir açılmıştır.

İlgili Makaleler