Tarihi Şahsiyetler

Koca Mehmet Hüsrev Paşa Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

Hüsrev Paşa (ö. 1855) Osmanlı sadrazamı.

1756 yılında doğduğu tahmin edilmek­tedir. Asıl adı Mehmed Hüsrev olup Aba­za asıllıdır. Küçükyaşta İstanbul’a getiri­lerek Çavuşbaşı Said Efendi’nin köleleri arasına alındı ve daha sonra Enderun’a kabul edildi. III. Selim’in tahta çıkışının (1789) ardından önce başçuhadar. Küçük Hüseyin Paşa’nın kaptan-ı deryalığa tayi­ni sırasında (1792) saraydan çıkarak onun mühürdarı ve bir süre sonra da kethü­dası oldu. Küçük Hüseyin Paşa’nın yanın­da III. Selim devrinin ıslahat taraftarları arasında yer aldı. Bu sıfatı ona ileride II. Mahmud döneminde yeni orduyu kur­mak üzere seraskerlik makamına getiril­mesini de sağladı. Hüseyin Paşa’nın ya­nında iyi bir idareci olarak ön plana çıka­madı. Mısır’ı Fransızlar’ın elinden kurtar­mak üzere harekete geçen donanma ile birlikte Mısır’a gitmesi (Mart 1801), haya­tının dönüm noktasını teşkil etti. Kapta-nıderyâ Küçük Hüseyin Paşa karaya çıkar­dığı 6000 kişilik kuvvetin başına onu ge­tirdi. Hüsrev Ağa da bir miktar İngiliz as­keriyle birlikte Reşîd’i ele geçirerek, Os-manlı-İngiliz kuvvetlerinin Mısır içlerine doğru ilerlemesini sağladı. Ayrıca ilerle­yen orduya karşı saldırıya geçen General Belliard’ın kumandasındaki Fransız birlik­lerini esir aldı. Bu başarıları İstanbul’da takdir edilerek kendisine vezirlik rütbesiy­le İzmit sancağı tevcih edildi. Çok geçme­den Mısır valiliğine getirildi (Eylül 1801).

Hüsrev Paşa, Fransız istilâsından kur­tarılan Mısır’ın karışık durumu ile uğraş­mak zorundaydı. Tahakkümlerini sürdür­mek isteyen kölemen beylerini itaat altı­na almak için son savaşlar sırasında Ru­meli’den Mısır’a getirilen ve çoğu Arna­vut olan başı bozuk askerlerine güvenile­meyeceğini de biliyordu. Bu yüzden bir taraftan Kölemenler’le mücadele ederken bir taraftan da Nizâm-ı Cedîd askerinin kurulmasına çalıştı. İngilizler’le birlikte Fransızlar’a karşı savaşırken Avrupa as­kerî teşkilâtı ve harp usulleri hakkında bilgi edinme fırsatı bulmuştu. Fakat başı bozuk askerinin maaşını kesmesi onların isyanına sebep oldu (Mayıs 1802). Hüsrev Paşa, Nizâm-ı Cedîd askerine güvenerek âsilerin isteklerini kabul etmeyip onla­rı topa tuttuysa da ertesi gün âsiler üze­rine gönderdiği kuvvetler bozguna uğra­dı. Kaleyi ele geçiren âsiler valinin kona­ğını ateşe verdiler. Güçlükle canını kurtarabilen Hüsrev Paşa Mansûre’ye gelerek halktan 90.000 riyal vergi topladı ve du­rumunu sağlamlaştırmaya çalıştı. Ancak Tâhir Paşa’nın saldırıları karşısında Dim­yat Kalesi’ne çekildi. Burada. Hicaz’a git­mek üzere limana gelen yeniçerileri ya­nında alıkoyarak savunma hazırlıklarına başladı. Bu sırada Kahire’de Hüsrev Pa­şa’nın yerine Tâhir Paşa vali kaymakamı oldu. Böylece bir yıl üç ay yirmi bir gün süren Hüsrev Paşa’nın Mısır valiliği son buldu. Cebertî onu idaresi fena, kan dö­kücü ve tedbirsiz bir vali olarak vasıflan­dırır. Valiliği sırasında maiyetinde bulu­nan Arif Ağa da onun cesur olmakla be­raber Mısır’da çok idaresizlik gösterdiği­ni ve halka karşı sert davrandığını kayde­der.