Tarihi Eserler

Kızlar Ağası Hamamı Tarihçe, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi

Kızlar Ağası Hamamı. İstanbul’da, 1920’lerde ortadan kaldırılmış olan XVII. yüzyıla ait hamam.

Lâleli’de Mesih Paşa Camii yakjnindaydı. Kitabesi yapının yıkıntıları arasında Heinrich Glück tarafından bulunmuş. Âsim Bey ile Paul Wittek tarafından yayımlan­mıştır. Sonra ne olduğu bilinmeyen bu manzum kitabeden Dârüssaâde ağası Ab­bas Ağa’nın hamamı 1080 (1669-70) yılın­da yaptırdığı anlaşılmaktadır. Abbas Ağa, 26 Şevval 1078’de (9 Nisan 1668) Muslih Ağa’nın ölümü üzerine Dârüssaâde ağalı­ğına tayin edilmiş ve dört yıl bu makam­da kalarak 9 Rebîülevvel 1082’de (16 Tem­muz 1671) azledilmiştir. Daha sonra Mı­sır’a gitmiş ve orada ölmüş. Şafiî oldu­ğundan İmam Şafiî Türbesi yakınına gö­mülmüştür. Topkapı Sarayı Emanet Ha­zinesi yazmaları arasında bulunan ta’lik hatla yazılı vakfiyede Abbas Ağa’nın gerek İstanbul içinde gerekse dı­şında bıraktığı hayratın cinsi ve vasıfları ayrıntılı biçimde yazılmıştır. İstanbul’daki önemli bir hayratı 1078 (1667-68) tarihli Beşiktaş’ta kendi adıyla anılan camisidir. Lâleli’dekinden başka Sirkeci ve Cerrah­paşa’da iki hamamı daha vardı. Vakfiye­sinden anlaşıldığına göre Abbas Ağa, Lâleli’deki hamamı beslemek üzere Kırkçeşme ve Halkalı sularına katkılar yapmıştır. Evliya Çelebi, burasının şehrin İleri gelen­lerinin gittiği büyük ve itibarlı hamam­lardan biri olduğunu söyler. Joseph von Hammer. İstanbul hakkındaki kitabında Kızlar Ağası Hamami’na ufak bir bölüm ayırdığı gibi ona gerçeğe uymayan bir de tarihî bağlantı uydurmuştur. Bütün va­kıf hamamları gibi sonraları Özel mülkiye­te geçen yapı, Maliye nazırlarından Yûsuf Ziya Paşa’nın mülkiyetinde çalışırken 23 Temmuz 1911’de çıkan Uzunçarşı-Aksa­ray yangınında bütün çevresiyle birlikte harap olmuştur. Yangının ardından yı­kıntılar içinde kalan hamamın bir fotoğ­rafı 1917’de Alman subaylarından Franz C. Endres’in kitabında yayımlandığı gibi aynı yazarın 1915 yıllarında çıkan bîr der­gideki makalesinde de Amadeus Faure adında bir ressamın yaptığı İstanbul tab­losunun renkli bir reprodüksiyonu bu ya­zıda kullanılmıştır. Glück, İstanbul ha­mamları üzerinde 1916-1917 yıllarında araştırmalar yaparken şehremaneti ta­rafından yıktırılmaya başlanan yapıyı so­yunma yerleri henüz yıkılmış halde iken görmüştür. Yıkım işleri savaşın son yılına doğru durmuş ve eserin kalıntıları bir sü­re daha bu halde kalmış, savaşın yarattığı sefalet yüzünden uygunsuz kişilere barı­nak olunca çevreden şikâyetler başlamış­tır. Bu sebeple 4 Mart 1923 tarihinde yapılan bir şehir meclisi toplantısında üye­lerden Mehmed Nüzhet Bey (Ortanca) bir önerge vererek kalıntıların tamamen or­tadan kaldırılmasını istemiştir. Üyelerden yalnız Osman Sâib Bey buna karşı çıkmış­sa da bir sonuç alınamamış ve Kızlar Ağa­sı Hamamfnın bütün kalıntılarının yıkıl­ması şehremaneti tarafından uygun gö­rülmüştür.

Yapı, iki bölümü Ayasofya’daki Haseki Hamamı’nda olduğu gibi doğudan batıya bitişik olarak uzanan çifte hamamdı. Do­ğu yönündeki erkekler kısmının kemerli ve sütunlara oturan bir giriş revakı vardı. Erkekler ve kadınlar kısmının büyük kub­beli camekânlan taş ve tuğladan karma teknikle yapılmıştı. Glück’ün bildirdiğine göre sökülmüş olan kurnalardan biri, ye­niden yontulmuş eski korint nizamında bir sütun başlığı idi. Her iki kısımda da soyunma yerlerini takip eden ılıklık vardı. Sıcaklıklar ise köşelerinde halvet hücre­leri olan dört eyvanlı şemaya göre yapıl­mış olup Osmanlı hamam mimarisinde “A” tipi denilen grubun bir örneğini teş­kil ediyordu.

Abbas Ağa’nın Cerrahpaşa’da Esekapısı yakınında bulunan ikinci hamamı da ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca Sirkeci’de Salkımsöğüt caddesi kenarında olan ve Küçük Kızlar Ağası adıyla anılan tek ha­mamı da korunması için gerekli kararlar alınmışken 1985’e doğru yok edilmiştir.

TDV İslâm Ansiklopedisi

İlgili Makaleler