Gördüğümüz gibi, sosyal psikoloji literatürü grup içindeki bireyin daha tembel, saldırgan, sorumsuz, ahlaksız davranabileceği gibi sevimsiz pek çok bulguyla doludur. Ancak grupların övgüye layık bulunduğu alanlar da vardır. Bunlardan birincisi, ortaklaşa grup aklının sıklıkla tek tek uzmanların verdiği cevapların ya da yaptığı tahminlerin önüne geçtiğidir. Buna “kitlelerin bilgeliği” denir. Buradaki kilit husus, grup kutuplaşması örneğinde gördüğümüzden farklı olarak grup üyelerinin yargılarına kendi başlarına, birbirlerinden etkilenmeden varmalarıdır.
Psikolojinin ve istatistiğin babalarından sayılan İngiliz Francis Galton, 1906 yılında bir gün bir panayırda “öküzün kilosunu tahmin etmece” oyununa denk gel
di. Panayıra gelmiş yaklaşık 800 kişi, gözlerinin önündeki kasaplık öküzün kesildikten sonra ne kadar çekeceğine dair tahminlerini bir kâğıda yazıyorlardı; en yakın tahminde bulunan birinci gelecekti. Oyun oynanıp bittikten sonra Galton tahminlerin yazıldığı kâğıtları topladı ve yapılmış tüm tahminlerin ortalamasını aldı. İnsanların ve hele hele kitlelerin zekâsına hiç güvenmiyordu; sonuçlar o yüzden onun için çok şaşırtıcıydı: Öküzün kilosu gerçekte 1.198 pound’du. Oyuna katılmış olanların tahminlerinin ortalaması ise 1.197.
Grupların kolektif tahminlerinin sıklıkla bireysel tahminlere üstün geldiğini spor ya da başka türlü müsabakaları kimin kazanacağına ilişkin bahislerde de görürüz. Keza, “Kim Milyoner Olmak İster?” yarışmasındaki joker haklarından “seyirciye sormak istiyorum” çoğu zaman “arkadaşımı aramak istiyorum”dan daha etkili bir jokerdir. Yarışmanın Amerika versiyonuna bakıldığında, özel olarak seçilmiş ve bilgisine güvenilen arkadaşlar arandığında % 65 oranında doğru cevap verdikleri, stüdyodaki seyircilerin kolektif zekâsına başvurulduğunda ise bu oranın % 91’e çıktığı bulunmuştur.
Gördüğümüz gibi, sosyal psikoloji literatürü grup içindeki bireyin daha tembel, saldırgan, sorumsuz, ahlaksız davranabileceği gibi sevimsiz pek çok bulguyla doludur. Ancak grupların övgüye layık bulunduğu alanlar da vardır. Bunlardan birincisi, ortaklaşa grup aklının sıklıkla tek tek uzmanların verdiği cevapların ya da yaptığı tahminlerin önüne geçtiğidir. Buna “kitlelerin bilgeliği” denir. Buradaki kilit husus, grup kutuplaşması örneğinde gördüğümüzden farklı olarak grup üyelerinin yargılarına kendi başlarına, birbirlerinden etkilenmeden varmalarıdır.
Psikolojinin ve istatistiğin babalarından sayılan İngiliz Francis Galton, 1906 yılında bir gün bir panayırda “öküzün kilosunu tahmin etmece” oyununa denk geldi. Panayıra gelmiş yaklaşık 800 kişi, gözlerinin önündeki kasaplık öküzün kesildikten sonra ne kadar çekeceğine dair tahminlerini bir kâğıda yazıyorlardı; en yakın tahminde bulunan birinci gelecekti. Oyun oynanıp bittikten sonra Galton tahminlerin yazıldığı kâğıtları topladı ve yapılmış tüm tahminlerin ortalamasını aldı. İnsanların ve hele hele kitlelerin zekâsına hiç güvenmiyordu; sonuçlar o yüzden onun için çok şaşırtıcıydı: Öküzün kilosu gerçekte 1.198 pound’du. Oyuna katılmış olanların tahminlerinin ortalaması ise 1.197.
Grupların kolektif tahminlerinin sıklıkla bireysel tahminlere üstün geldiğini spor ya da başka türlü müsabakaları kimin kazanacağına ilişkin bahislerde de görürüz. Keza, “Kim Milyoner Olmak İster?” yarışmasındaki joker haklarından “seyirciye sormak istiyorum” çoğu zaman “arkadaşımı aramak istiyorum”dan daha etkili bir jokerdir. Yarışmanın Amerika versiyonuna bakıldığında, özel olarak seçilmiş ve bilgisine güvenilen arkadaşlar arandığında % 65 oranında doğru cevap verdikleri, stüdyodaki seyircilerin kolektif zekâsına başvurulduğunda ise bu oranın % 91’e çıktığı bulunmuştur.