Türk Edebiyatı

Kırkanbar Dergisi Tarihçe, İçerik, Yazarları, Hakkında Bilgi

Kırkanbar. Ahmed Midhat Efendi’nin 1873-1876 yılları arasında çıkardığı popüler kültür dergisi.

Ahmed Midhat Efendi’nin kısa ömürlü Devir (1872, bir sayı) ve Bedir (1873, on üç sayı) gazetelerinin “şiddet-i lisân” se­bebiyle kapatılması üzerine çıkardığı Da­ğarcık 1873, on dört sayı dergisinin ya­yımı da “neşriyyât-ı muzırra”dan dolayı durdurulmuştu. Rodos’a sürgün edilen Ahmed Midhat, orada geçirdiği otuz sekiz ay içinde bir kısım kitaplarını yazma im­kânı bulduğu gibi Kırkanbar adlı dergisini de İstanbul’da bulunan yeğeni Meh-med Cevdet’in adıyla yayımlamayı başar­mıştır. Bazı sayılarının kapağındaki ba­sım tarihlerine ve üzerindeki kayda göre 1873 Eylülü ile 1876 Haziranı arasında otuz dört sayı çıkan derginin “on beş-yir­mi günde bir” yayımlanması planlanmış-sa da zaman zaman vuku bulan aksaklık­lar sebebiyle ortalama ayda bir çıkabil­miştir. Kapağı dışında, düzenli olarak çift sütun üzerine otuz iki sayfa halinde ya­yımlanan Kırkanbar’üa sayfa numaraları devam etmiş ve otuz iki sayıda 1088 say­fa olarak tamamlanmıştır. On sayı bir cilt olduğundan 10, 20 ve 30. sayılarda birer genel fihrist bulunmaktadır. İnsan bey­ninin semasıyla ayrı birer tablo halinde verilen hazım cihazı ve göz şemaları dışın­da dergi tamamen resimsizdir.

Daha önce Önemli bir ihtiyacı karşılamış ve birkaç yıldır yayımı durmuş olan Mecmûa-i Fünûriu örnek alan. ancak orada­ki yazılar sadece erbabını memnun ede­bildiğinden, halbuki halkı fennî konulara ısındırmak için “mebâhis-i fünûn”u eğ­lence tarzına koymak lâzım geldiğinden Dağarcık’ı çıkaran Ahmed Midhat Kırkanbar’a da aynı yayın siyasetini devam ettirmiştir. Böylece tarih, coğrafya, din, felsefe, psikoloji, pedagoji, edebiyat, fizik, tıp. tabii olaylar gibi birbirinden farklı alanlarla ilgili pek çok telif ve tercüme yazı, müellifin bütün eserlerinde olduğu gibi hikâye ve latifelerle süslenerek oku­yucularla diyalog halinde derginin sayfa­larında yer almıştır. Hiçbir yazının altında imza bulunmamaktaysa da gerek üslûp­tan gerekse bu yazılarda işaret edilen eser adlarından hemen hepsinin Ahmed Midhat tarafından kaleme alındığı anla­şılmaktadır. Çeşitli alanlarla ilgili yazı di­zilerinden ve hacimli makalelerden başlı-caları şunlardır: “Yunânîler’in Akâid-i Acî-be ve Ma’lûmât-ı Garibesi” (Odise veilya-da’ya göre), “Akıncılar” (Osmanlı akıncıla­rının tarihi), “Amazonlar Yani Cengâverân-ı Zenân”, “Laponya Seyahatnamesi”, “Bundan Üç Bin Sene Sonra Dünya Ne Hale Girecek”, “Nevresîdegân-ı Etfâl”. Bunlardan başka İslâm dünyasından İmâm-ı Âzam, İmam Yûsuf, Sa’dî-i Şîrâ-zî, Hâfiz-ı Şîrâzî, İbn Rüşd, Barbaros kar­deşler; Batılı yazarlardan Aristo, Schiller. Schelling’in biyografileri; Paris, Londra. Berlin, Viyana gibi büyük Avrupa şehirle­riyle Fas coğrafyası hakkında bilgiler bu­lunmaktadır. Edebiyata fazla yer verilme­yen dergide Hâce-i Cihan, İbn Bessâm. İb-nüzzeyn ve Fahreddin er-Râzî’nin Arapça, Sultan Veled’in Farsça bazı beyit ve kıta­larının tercüme ve şerhleri vardır. Mehmed Zihni Efendi’nin Abdullah et-Tercü-mân’dan çevirdiği Tuhfetü’l-enb ü’r-reddi alâehli’s-salîb’in (İstanbul 1291) ya­yımı vesilesiyle konuyla ilgili olarak Ah­med Midhat Efendi’nin esere yaptığı kat­kılar da Önemli bir yazı dizisi oluşturur (beş sayıda elli sayfa). Dizinin başlıca ara başlıkları şöyledir: “Nasârâ İndinde Hazret-i îsâ’nın Ulûhiyyeti Meselesi”, “Katolikler’in Nazarında Papa Demek Ne De­mektir”, “İnciller Meselesi”, “İnciller’le Tevrat Arasındaki Münasebet”. Osmanlı topraklarında misyonerlerin faaliyetlerini arttırdığı yıllardaki reddiyelerden olan bu yazı dizisinde Ahmed Midhat, Voltaire’in kilise, papaz ve papalar aleyhindeki yazı­larını da tercüme ederek yer yer iktibas etmiştir. Bu arada, yine misyonerlerin İn­cil’in muharref olduğuna dair müslüman-lar arasında olan inancı cerhetmek için Protestanların kaleme aldığı Kitâbü Mîzâni’î-hak adlı esere dair eleştiriler de bulunmakta­dır. Bu yazı dizisi üzerine Nâmık Kemal bir mektubunda, “Bu yoldaki neşriyatı maz-har-ı takdir olarak Hristiyanlık hakkında yazdınlması tasavvur olunan reddiyeyi Midhat’a yazdırmayı münasip görmüş­ler” demektedir.

Devrin yazarlarının yetişmesinde hiç değilse gençlik yıllarında rol oynamış olan Kırkambar’dan ve içindeki yazılardan Fatma Aliye Hanım takdirle bahsetmiştir. Ahmet Hamdi Tanpınar da Fatma Aliye Hanım’ın sözle­rinden hareketle onu devrin fikir hayatına tesir etmiş bir dergi olarak kabul eder.

Ahmed Midhat’in Rodos’tan dönüşü üzerine Kırkanbar’ın yayımı da son bul­muştur. Ancak dergiyle beraber kurulan Kırkanbar Matbaası’nda 1873-1899 yıl­ları arasında çoğu kendi telifi olmak üzere pek çok kitap basılmıştır.

TDV İslâm Ansiklopedisi