İslam Felsefesi

Kesin Kanıt

İslam dininin doğuşundan sonra, Kuran ve hadisten kaynaklanan Hanefî, Maliki, Şafiî ve Hanbelî mezhepleri kurulmuş, din sorunlarına ayn ayrı görüş açısından bakarak, çözüm aramışlardır. Hanbelî mezhebinin temel kuralı “kesin kanıt”tır. Bu kurala göre, hangi İslam ülkesinde, hangi toplum ve inanç sorunuyla ilgili olursa olsun, tek geçerli ilke “kesin kanıt” tır. Kesin kanıt kuşku ve tartışmaya yer vermeyen, bütün Müslümanlar’m oybirliğiyle onaylayabilecekleri bir genel yargı niteliğindedir. Genel geçerlik taşıyan bu tartışılmaz yargının biri Kuran, öteki hadis (peygamber sözü) olmak üzere iki kaynağı vardır. Bu iki kaynak her türlü kuşkudan ve tartışmadan uzaktır. Onlara dayanmayan bir kuralın geçerliliği söz-konusu olamayacağı gibi onlardan kaynaklanmayan bir inancın gerçekliğinden de söz edilemez.

İslam dini inanmayı, bütün kuşkuların ötesinde bir inana bağlanmayı gerektirir. “Müslüman” inanmış insan demektir, inanmak ise Kuran ile hadisin belirlediği bir düşünce ortamında bulunmaktadır. Bu ortamın genel geçerlik taşıyan tek yasası da “kesin kanıt”tır. Kesin kanıt us ilkelerine, mantık kurallarına, felsefe açıklamalarına değil “sağlam inan”a dayanır, inanan
kimsenin yargıda bulunması, davranması, toplumu oluşturan bireylerle uyum içinde yaşaması bütün düşüncelerinde kesin kanıta bağlanmasını gerektirir.

Kesin kanıt, Ahmed b.Hanbel’in Anadolu-Yunan felsefesinin, dolaylı olarak etkisi altında kalmasından kaynaklanır, sonradan İslam dininin içerdiği sorunlara uygulanan bir düşünce ürünüdür. Bu kanıtın temelini Tann’mn birliği, peygamberin Tanrı elçisi diye benimsenmesi oluşturur. Tanrı tektir, varlığı tartışılmazdır, bu nedenle onun gönderdiği Kuran kesindir. Peygamber Tann’nın elçisidir, en yakınıdır, bu yüzden onun sözü olan hadis kesindir.

Kesin kanıt İslam toplumlanyla ilgili bütün sorunların çözülmesinde, yargı konularında, yargılama işlemlerinde, karşılıklı suçlamalar nedeniyle, tanıkların dinlenmesinde, suçsuzu suçludan ayırmada sonucu doğuran tek ilke olarak benimsenmiştir. İslam dininin hukuku niteliğinde olan fıkıh kurumlan kesin kanıta dayanarak çalışma gereğindedir. Çağdaş İslam hukukunun temel ilkesi, Ahmed b. Hanbel’in ortaya attığı kesin kanıttır. Özellikle 10. yy’dan sonra gelişen ve Kuran ile hadisten esinlenen İslam felsefesinde kelam ve mantıkta “kesin kanıt” en önemli ilke sayılmıştır.

Türk ve Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi

İlgili Makaleler