Türk Edebiyatı

Kerbela Olayı -Türk Edebiyatında- Hakkında Bilgi

Hz. Hü­seyin’in şehid edilmesini anlatan man­zum ve mensur eserlerle bu konuda ya­zılmış mersiyeler başta olmak üzere Ker­belâ adı Türk edebiyatında önemli bir mo­tif olarak yer alır. Türk muhayyilesinde Kerbelâ, Hz. Hüseyin’le ailesinin ve yakın­larının topluca şehid edildiği bir yerin adı olmanın dışında bu elîm vak’ayı ifadelen­diren pek çok şair ve edip tarafından âde­ta bir remiz ve mazmuna dönüştürüle­rek “vak’a-i dil-sûz-i Kerbelâ, haber-i Kerbelâ” gibi adlarla da anılan acıklı bir konunun adıdır.

Hz. Hüseyin’in başsız bedeninin gö­müldüğü bir meşhed iken sonraları üze­rine bir türbe yapılan, ardından suya ka­vuşturulup çöl ortasında güze) bir vaha­ya dönüştürülen Kerbelâ, Osmanlı tarihi boyunca Türk hacılarının uğrak yeri ola­rak Âl-i abâ sevgisini tazelemiş, özellikle Türk tasavvuf kültürünü derinden etki­lemiştir. Mezhep farkı gözetilmeden bü­tün müslümanlarca rağbet edilerek bir nevi kutsallık kazanan Kerbelâ hakkında gitgide özel bir ziyaret kültürü oluşmuş, bilhassa Şiî müelliflerce “Fazlü ziyârâti’l-Hüseyin” gibi kitaplar, “Hz. Hüseyin Ziyaretnâmesi” gibi tercüman ve gülbankler yazılması geleneği teşekkül etmiş, “Kâmilü’z-ziyârât” gibi eserlere konu olan ziyaret âdabı gelişmiştir. Halk kültürü ve folklor açısından da zenginleşen Kerbelâ edebiyatta adı sıkça anılan bir yer haline gelmiştir. Ayrıca Arap, Fars ve Türk kül­türünün hâkim olduğu İslâm dünyasın­da Sünnî çevreler yanında bilhassa Şiîlik, Ca’ferîlik, Zeydîlikgibi mezhebi; kızılbaşlık, Alevîlik ve Bektaşîlik gibi zümrevî an­layışlara sahip şair ve yazarlar için bir il­ham kaynağı telakki edilir olmuştur.

Kerbelâ hadisesinin meydana geldiği asırdan itibaren Hz. Hüseyin’in hayatı ef­sanevî ve menkıbevî bir hüviyet kazan­mıştır. Özellikle Şiî müelliflerin mezhebî gayretleriyle abartılarak anlatılan şe-hâdetinin hikâyesi yüzyıllarca yazılarak okunmuş, anlatılmış ve dinlenmiş, ismi etrafında yeni birtakım inançlar gelişip yayılmıştır. Bu gelişme, giderek olayda bazı sırların ve hikmetlerin bulunduğu yönünde tecessüslere ve bunların bâtınî yorumlarına da kapı aralamıştır. Bu se­beple bazan hadis bile uydurulmuş, hatta Ahzâb sûresinin 33, Şûra sûresinin 23. âyetleri zorlama yorumlarla Ehl-i beyt hakkında tefsir edilmeye çalışılmıştır. Böylece Kerbelâ adı âdeta bir kült halini almış, Hz. Hüseyin’in şehâdeti için ma­tem tutmak ve bu konuda eser vermek sevap kazanmaya bir vesile kabul edil­miştir.

İlgili Makaleler