Kaside i Bürde Nedir, Ne Demek, Yazarı, Kim Yazdı, Hakkında Bilgi
Kasîdetü’l-bürde. Kâ’b bin Züheyr’în (ö. 24/645 ) Hz. Muhammed’e sunduğu ünlü kasidesi.
Câhiliye döneminin tanınmış şairlerinden Züheyr b. Ebû Sülmâ’nın ölmeden önce oğulları Kâ’b ile Büceyr’e, gördüğü bir rüya üzerine gelmesinin yakın olduğunu anladığı Hz. Peygamber’e tâbi olmalarını tavsiye ettiği, iki kardeşin Medine’ye doğru yola çıktığı, Kâ’b’ın Medine yakınında kaldığı, Büceyr’in Medine’ye giderek Resûl-i Ekrem ile görüşüp müslüman olduğu, bunu öğrenen Kâ’b’ın, kardeşini ve Resûlullah’ı hicveden bir şiir nazmetmesi üzerine Hz. Peygamber’in Kâ’b’ın kanının helâl olduğunu söylediği rivayet edilir. Büceyr kardeşine mektup göndererek bazı şairler hakkında ölüm kararı verildiğini, ancak Resûl-i Ekrem’in pişman olup huzura gelenleri affettiğini bildirir ve Hz. Peygamber’e gelip af dilemesini tavsiye eder. Medine’ye gidip sabah namazında Mescid-i Nebevi’ye giren Kâ’b, Resûlullah’ın huzuruna yüzü örtülü olarak çıkar ve kendisine Kâ’b’ın tövbe edip İslâm’ı kabul etmek amacıyla geldiğini, af talebinin kabul edilip edilmeyeceğini sorar. Resûl-i Ekrem talebinin kabul edileceğini belirtince yüzündeki örtüyü açar ve kendisinin Kâ’b olduğunu söyler. Kâ’b ünlü kasidesini bu sırada okumuş, kasideyi çok beğenen Hz. Peygamber, “Bürde” adı verilen ve günümüzde Topkapı Sarayı Müzesi’nde muhafaza edilen hırkasını onun omuzlarına koymuş, bundan dolayı kasideye “Kasîdetü’l-bürde” veya başlangıç ifadesine göre “Bânet Sü’âd” adı verilmiştin
Câhiliye döneminin geleneksel kaside tarzı ile nazmedilmiş olan Kaşîdetü’l-bürde’nın nesîb bölümüne [1-14. beyitler] şair Süâd’ın ayrılığından söz ederek başlar. Süâd yumuşak sesli, liık bakışlı, gözleri sürmeli, vücudunun aşağı kısımları dolgun, yukarı kısımları zayıf, orta boylu, tebessüm ettiği zaman beyaz dişleri görünen bir ceylandır. Şair burada Süâd’ı nasihat dinlemeyen, sözünde durmayan, cefakâr, yalancı, vefasız dost simgesi olarak kullanır. Tasvir bölümünde [15-35. beyitler] kaside geleneğine uygun olarak memduha ulaşmak üzere bindiği deveyi tasvir eder. Kasidenin medih bölümü 43-53. beyitler özür beyanı (i’tizâr) ve Hz. Peygamberle muhacirleri medih olmak üzere iki kısımdan oluşur. Kâ’b, Resûl-i Ekrem’in kendisini affetmesi hususunda hiçbir dostundan yardım görmediğini, Resûlullah’a kendisi hakkında olumsuz birçok şey söylendiğini, ancak bunların dedikoducular tarafından uydurulduğunu, Hz. Peygamber’den ceza değil af umduğunu söyledikten sonra onu Övmeye başlar. Bir bütün olarak bakıldığında Ka-şîdetü’l-bürde’ye korku, endişe, dışlanma, sıkıntı ve ümitsizlikten oluşan psikolojik bir atmosferin hâkim olduğu görülür. Ayrılıkla başlayıp ölüm teması ile son bulan kasidenin kötümser duygular içinde nazmedildiği söylenebilir.