Kaşgar Şehri, Nerede, Hangi Ülkede, Tarihi, Hakkında Bilgi
Kaşgar. Doğu Türkistan’da tarihî bîr şehir.
Tarım havzasının en önemli şehri olan Kâşgar [Çince Kaşi; İslâm kaynaklarında Kâşgar, Kâcgar, Kâşhar] Tarım ırmağının kollarından Kâşgar suyu kıyısında kurulmuştur. Şehrin tarihi Han hanedanına (m.ö. 206-m.s. 220) kadar götürülebilir. O tarihten Tang hanedanına kadar (618-907) Çin kaynaklarında Şule adıyla zikredilen Kâşgar, Çinliler’in oturduğu Hançeng (Şule) ve müslümanlann oturduğu Huiçeng (Şufu) denilen iki semtten meydana geliyordu.
Taberî’nin naklettiğine göre Kuteybe b. Müslim 96’da (715) Fergana bölgesine kadar ilerlemiş ve Kâşgar’ı 629’dan beri ellerinde tutan Çinliler’den almıştı. Daha önce buranın sahibi olan Karluklar 750’de şehri tekrar ele geçirdiler ve bölgede Türk idaresini yeniden kurdular. Ardından şehre Uygurlar hâkim oldu; 920 civarında Tagan Tegin adlı bir Türk dihkanının idaresindeydi, Kâşgar’-da hüküm süren ilk müslüman Türk hükümdarı Karahanlılar’dan Abdülkerim Satuk Buğra Han’dır (ö. 344/955). V. (XI.) yüzyılın başında Karahanlı İlig Han Nasr’ın kardeşi Togan Han Kâşgar hâkimi idi. 405’te (1014) burada basılan bir sikkede ise Abbasî Halifesi Kadir- Billâh ile Karahanlı Hükümdarı Yûsuf Kadir Han’ın adları bulunmaktadır. Kâşgar. Karahanlılar zamanında hem siyasî hem kültürel bakımdan Tarım havzasının en önemli şehriydi. Yûsuf Has Hâcib ünlü eseri Kutad-gu Bilig’i burada yazmıştır. Bölgenin ilmî zihniyetini gösteren ve Türk dili, edebiyatı ve düşüncesinin gelişme devrine işaret eden Dîvânü Jugâtî’t-Türk’ün müellifi Mahmud da Kâşgarlı idi. V. (XI.) yüzyılda Ebü’l-Fütûh Abdülgafûr b. Hüseyin el-Almaî bir Kâşgar tarihi yazmış. Cemâl-i Karşî de VIII. (XIV.) yüzyılın başında Mülhakâtü’ş-Şurâh adlı eserini Kâşgar’da kaleme almıştır.
Büyük Selçuklu Sultanı Melikşah, Semerkant ve Özkent’i ele geçirdiğinde Kâşgar hanı huzuruna gelip itaat arzetti ve onun adına hutbe okutup para bastırdı; bu tâbiiyet Sencer zamanında da sürdü. Karahıtaylar, 1128’deki ilk saldırılarında Kâşgar’ı alamadılarsa da iki yıl sonra Ba-lasagun ve Hoten ile birlikte burayı da zaptettiler. Bu istilâ üzerine duran kervan ticareti, Karahıtaylar’la Hârizmşahlar arasında sağlanan mütarekeden sonra tekrar başladı. Sa’dî-i Şîrâzî 1209’da bir kervanla Kâşgar’a geldi. Nayman Prensi Güçlüg (Küçlük) Han’ın bölgedeki Karahıtay hâkimiyetine son vermesinin ve gürhani esir alıp Karahıtaylar’ın başına geçmesinin ardından müslümanlar şiddetli bir baskı ve zulme mâruz kaldı, ibadetleri engellendi. Cengiz Han’ın Cebe Noyan kumandasında gönderdiği kuvvetlerin şehri ele geçirmesiyle (1218) birlikte ibadetler serbest bırakıldı. Bu sebeple Kâşgar müslümanları Moğollar’ın gelişini Allah’ın bir lutfu olarak karşılamışlardır. Cengiz Han, Moğol töresince ülkesini oğulları arasında taksim edince Kâşgar Çağatay Han’ın payına düştü (1227). Ancak daha sonra idaresi Buhara Emîri Mahmud Yalvaç ve onun ardından oğlu Mesud Yalvac’a bırakıldı; şehirdeki Mesudiye Medresesi onun tarafından yaptırılmıştır.