KARŞILAŞTIRMALI METOD
KARŞILAŞTIRMALI METOD
Karşılaştırmalı
(mukayeseli) metod, belirli olayların ortaya çıkmasında ve gelişmesinde
etkili olan fonksiyonel faktörleri sınıflandırmayı ve açıklamayı hedef alan bir
araştırma metodunu İfade için kullanılan genel bir terimdir.
Toplumsal ve tarihsel
verilerin karşılaştırmalı metodla incelenmesi, eski zaman-lardan beri
bilinmekteydi. Nitekim îbn Haldun, Vico ve Montesquieu’nün çalışmalarının
modern sosyolojinin öncüleri olmaları, sosyolojinin gelişmesinde bu metodu
kullanmanın ne kadar merkezi bir rolü olduğunu gösterir. Karşılaştırmalı metod
XIX. yüzyılın ikinci yarısında, sosyal hadiselere uygulandı. XVIII. yüzyıl
sonunda tabiat bilimlerinde görülen ilerlemeler sayesinde, bu metodun sözü
edilen bilimlere başarıyla uygulanması, Auguste Comte’u fazlasiyle etkilemişti.
Onun için Comte, sosyal hadiseleri incelemedeki önemli rolü dolayısıyle,
karşılaştırmalı metodun sosyolojiye uygulanmasında ısrar etli.
Karşılaştırmalı metod,
aynı çağda yaşayan, fakat birbirinden büsbütün bağımsız insan topluluklarının
durumlarının akılcı yoldan karşılaştırılmasını içerir. Sosyolog ve
antropologlar, evrimi araştırırken karşılaştırma metodunu kullanan Danvin’-den
bu konuda çok istifade etmiş ve sözü edilen metodu daha da geliştirmişlerdir.
Tarihsel araştırmaların, çağdaş veriler üzerine bina edilmiş morfolojik araştırmalardan
ayrıldığını hatırda tutmak gerekir. İbn Haldun Mıtkaâditnesi’nde karşılaştırmalı
metodu kullanmanın zorunluluğu üzerinde durmuş, ancak geçmişle bugünün
karşılaştırılmasında aşırılığa gidil-meyİp, bu hususta ihtiyatlı olunması
üzerinde durarak bunun gerekliliğinden bahsetmiştir.
Karşılaştırmalı metod,
uzun süre sosyoloji denince ilk akla gelen tek metod olmuştur. Metod,
önceleri evrimci sosyo-loglarca kullanılmışsa da, bu onun sadece evrimci bakış
açısına has bir metod olduğu anlamına gelmez. Sosyolojik Metodun Kuralları
adlı eserin sahibi Durkheim da bu metodun önemini belirtir. Durkheim sosyolojik
açıklamanın, nedenleri ortaya koyabilen açıklamaların yapılmasına bağlı
olduğunu ifade ettikten sonra, bir sosyal hadisenin bir diğerinin nedeni
olduğunu gösterebilmek için hadiselerin her ikisinin de, aynı anda meydana
gelip gelmediklerine bakmak gerektiğini söyler. Tabiat bilimlerinin çoğunda,
nedensellik ilişkisinin tesbitinde deney metodundan yararlanılır. Sosyolojide
deney yapma imkânı olmadığı için, Durkheim, dolaylı deney metodundan
yararlanmak gerektiğini ifade eder. Bu dolaylı deney yolu, karşılaştırmalı
metottur. Sosyal olaylar arasında nedensellik ilişkisinin kesin olarak tesbiti
mümkün olmasa bile, en azından şurası bir gerçektir ki, sistematik
karşılaştırmalar da bazı toplumsal olayların sık sık birlikte veya belirli
bir öncelik sırası içinde oluştuklarını tesbit edebildikleri ölçüde aydınlatıcı
ve açıklayıcı olmaktadırlar.
Zaman içinde
karşılaştırmalı metodun acemice ve aşırı bir şekilde uygulanmasına karşı
tepkiler meydanageldi.Fonkstyo-nalist yaklaşımın böyle bir tepkiden doğduğu
bilinmektedir. Fakat, Radcliffe-B-rown’ın da ifade ettiği gibi,
“karşılaştırmalı metod, tek basma hiç bir İşe yarama-maktadır; ekeceğiniz
toprağı ekmedikçe topraktan bir şey alamazsınız; karşılaştırmalı metod
hipotezleri sınamanın bir yoludur”. Bottomore’agöre, karşılaştırmalı
metodu kullanırken,
karşılaşılan güçlükler, kısmen ortada hipotezlerin veya yeteri kadar açık
formüle edilmiş hipotezlerin olmayışından; kısmen de, karşılaştırma birimlerinin
tanımlanması probleminden kaynaklanmaktadır. Mesela, Comte’un, “üç hal
kanunu”nu oluşturmak amacıyla karşılaştırmalı metodu kullanması, bilimsel
bir hipoteze değil, bütün insanlığın gelişmesiyle ilgili kendisine ait felsefî
bir görüşe dayanmaktadır. Ahlâkın Tekamülü adlı eserinde Hobhouse, evrimci bir
felse<-fİ anlayıştan hareketle, farklı sosyal konumların genel gelişme
çizgilerini ortaya koymak yerine, sınırlı hipotezleri (varsayımları) denemek
için değişik toplumlardaki sosyal kurumlar üzerinde karşılaştırmalı bir
çalışmaya yönelmiştir.
Bottomore’un ifade
ettiği gibi, karşılaştırma birimlerinin seçilmesi ve tanımlanmasında başka
güçlükler çıkmaktadır. Bütün toplumları birbiriyle karşılaştırmak, yahut
belirli kurumların değişik toplumlardaki benzerlerini veya iki kurum araân*
daki ilişkinin farklı toplumlardaki tezahürlerini karşılaştırmakta herkes için
geçerli olabilecek bir yöntem bulunması güçlükler doğurmaktadır.
Karşılaştırmalı metodu reddedenler, incelenen toplumlarda birbirleriyle
benzerlik gösteren kurumların, hakikaten birbirlerinden çok farklı
olabileceklerini, üstelik herhangi bir kurumun, içinde fonksiyonunu icra ettiği
toplumun tüm sosyal muhtevasından tecrit edilerek incelenmesinin yanıltıcı
olacağını iddia etmektedirler. Bu güçlükler, belki bir ölçüye kadar,
birbirlerine çok benzeyen toplumlar üzerinde yapılacak karşılaştırmalardaki
gibi mukayese alanım sınırlamakla giderilebilir. Onun için, önceden tesbit
edilmiş bir sınırlandırmaya göre, hangi toplumların benzer ve-ya aynı tip
toplum sayılabileceklerini tes-bit yoluna gidilebilir. Doğaldır ki, tasnifin
kendisi de bir karşılaştırmayı gerektirmekte, fakat bu, çok genel ve kapsamlı
bir karşılaştırma olmaktadır. Hipotezleri sınamak amacıyla gerekli ayrıntılı
karşılaştırmaların belirli bir derecede güvenceye kavuşturulması için, ilk
önce, karşılaştırma birimlerinin tam tamına bir benzeşme İçinde olmadıklarını
veya bütün bütüne yanlış yorumlanmadıklarını göstermek gerekmektedir. Öyle
anlaşılıyor ki, karşılaştırmalı metod gerçekten bu şekilde kullanıldığında,
çok verimli sonuçlar vermigtir. Hobhouse, Durkheİm, Whee-ler, Ginsberg,
S.M.Lipset ve R.Benedbc, B.Moore ile İrving L.Horowitz’in eski ve yeni
toplumları inceleyen bazı çalışmaları karşılaştırmalı metodun ürünleri olup günümüz
toplumsal hadise ve problemleri hakkında önemli tesbitler ihtiva etmektedir.
Fakat bu tesbitler diğer metodlarla takviye edilirse, varılan sonuçların güvenilirliği
daha da artar. Onun için sosyologlar, toplumsal araştırma ve incelemelerde
tek bir metodu yeterli görmemektedirler.
Karşılaştırmalı
metodun sosyoloji dışında özellikle, siyaset ve psikolojide Önemli kullanım
alanları mevcuttur. Psikolojide önceleri hayvanlararası ilişkileri incelerken,
sonraları kişiler ve toplum arasındaki etkileşimleri inceleyen disiplinin adı
olmuş (Karşılaştırmalı Psikoloji); siyasette ise dış hükümetlerin incelenmesi,
bütün siyasal sistemlerin karşılaştırılması ve karşılaştırma materyalinin
siyasal sistemler içindeki sorunların çözülmesinde kullanılması şeklinde
başlıca üç araştırma geleneği mevcuttur.
(SBA) Bk. Metodoloji;
Yöntem.