Karaman Mevlevihanesi Tarihi, Mimari, Özellikleri, Hakkında Bilgi
Karaman Mevlevîhânesi. Karaman’da XIV. yüzyılda kurulan, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin annesiyle ağabeyinin medfun bulunduğu Mevlevi tekkesi.
Tarihte Kalemiye Zaviyesi, Ağa Tekkesi (Ak Tekke). Mâder-i Mevlânâ (Valide Sultan) Türbe ve Camii gibi çeşitli adlarla anılan Karaman (Lârende) Mevlevîhânesi, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî’nin annesiyle bazı aile yakınlarının burada gömülmesinden dolayı Mevlevî zaviyeleri arasında çok önemli bir yere sahiptir. Bu sebeple şeyhlik makamında hep Mevlânâ’mn soyundan bir çelebi bulunmuş ve âdeta Mevle-vîler’ce mutlaka ziyaret edilmesi gerekli bir makam niteliği taşımıştır. Karaman’ın Ali Şahne (bugün Alişahane) mahallesinde, Gazipaşa ile Mehmetbey caddeleri arasında yer alan mevlevîhâne Eflâkî’den intikal eden rivayete göre, Mevlânâ’nm torunu Ulu Arif Çelebi’nin müridi Kalemioğlu Ahî Mehmed Bey tarafından şeyhinin emri üzerine 710-720 (1310-1320) yılları arasında Mevlânâ’nın annesi Mü’mine Hatunla ağabeyi Muhammed Alâeddin’in mezarlarının bulunduğu yerde kurulmuştur. Mevlevîhâne Karamanoğulları ve Osmanlılar döneminde çeşitli yenilenme, onarım ve ilâvelerle büyütülmüş ve yapılan vakıfla büyük bir külliye haline gelmiştir.
Mevlevîhâneye ait en eski vakıfnamelerden biri olan 754 (1353) tarihli Kara-manoğlu Mevlevî Mirza Hali! Yahşi Bey’in Arapça vakfiyesinde, Mirza Halil Bey’İn Kalemioğlu Ahî Mehmed Bey’in yaptırdığı zaviyeye bir değirmenle bir tarla vakfettiği, şehid edilen oğlu Seyfeddin Süleyman Bey’in mezarının zaviyenin kıble tarafının hemen yakınında bulunduğu kaydedilmektedir. Karaman Tarihi müellifi Şikârı de Seyfeddin Süleyman Bey’in Divanoğlu Medresesi’nin yanındaki Kalemiye Zaviyesi Türbesi’nde Mevlânâ’nın annesinin yanına defnedildiğini söyler. Mevlânâ’mn Karaman’a gelişinden kısa bir süre sonra vefat eden ilk eşi ve Sultan Veled’in annesi Gevher Hatun’un, vakfiyede adı geçen Karamanoğlu Seyfeddin Süleyman Bey’in kabirlerinin burada olduğu nakledümekteyse de yerleri tam olarak belli değildir.
Karamanoğlu Mirza Halil Bey’in küçük oğlu Alâeddin Ali Bey 769 (1367-68) tarihli vakfiyesinde babasının yaptırdığı, amcasının merkadinin de bulunduğu zaviyenin kıble tarafında bir zaviye daha yaptırılmasını istemiş, Mevlânâ’nın adına inşa edilen bu vakıf onun soyuna şart koşulmuştur. Seyfeddin Süleyman Bey’in yaptırdığı hamam da buraya vakfedilmiş, yapıların giderleri çeşitli çiftliklerle Sele-rek köyünden sağlanmıştır. Bugün cümle kapısının üstündeki kemer alınlığının içinde bulunan 60 x 50 cm. ebadında. Karaman devri sülüsüyle yazılı beş satırlık Arapça kitabe 772 (1370-71) tarihli olup bu tarih Alâeddin Ali Bey’in inşasını istediği zaviyenin tamamlandığı yıl olmalıdır. Kitabeden, Alâeddin Ali Bey’in bir zaviye ile kardeşi Seyfeddin Süleyman Bey için de bir kabir yapılmasını arzu ettiği anlaşılmaktadır. Halil Ethem Eldem ve M. Zeki ûral gibi bazı yerli ve Max van Berchem gibi yabancı tarihçilerin, Karamanoğullan devrine ait bu kitabedeki Alâeddin Ali ile Mirza Halil arasındaki “ibn” kelimesini atlamaları, Alâeddin Ali Bey’in yaptırdığı eserlerin babası Mirza Halil Bey’e atfedilmesi gibi büyük bir hatanın doğmasına sebep olmuştur.
Karaman Osmanlılar’a geçtiğinde külliye harap bir haldeydi. Bu durum Kanunî Sultan Süleyman zamanına kadar devam etmiş, bu dönemden XVIII. yüzyılın sonlarına kadar çeşitli inşa ve onarımlarla XVII, yüzyıl Osmanlı mimarisinin özelliğini taşıyan şu andaki şeklini almıştır. Osmanlı devrinde yapılan türbemescid semahanenin cümle kapısının üstüne Alâeddin Ali Bey’in inşa ettirdiği 772 (1370-71) tarihli Karamanoğlu Zâviyesi’nin kitabesi yerleştirilmiştir.