Tarihi Eserler

Karacaahmet Mezarlığı Tarihi/Tarihçesi, Hakkında Bilgi

Karacaahmet Mezarlığı. İstanbul Üsküdar’da şehrin en eski ve en büyük mezarlığı.

Orhan Gazi tarafından 753 (1352) yı­lında fethedilen Üsküdar’da müslüman mezarlığı I. Muraddevrinde oluşmaya başlamış, İstanbul’un fethinden sonra gi­derek genişlemiştir. Mezarlığa adı verilen Karaca Ahmed, Anadolu’nun İslâmlaşmasında önemli katkıları olan abdalân-ı Rûm zümresinden menkıbevî bir şahsi­yettir. Bu kimliğinden dolayı çeşitli yerler­de yedi ayrı türbesi bulunmaktadır. Üs­küdar’da kabristan içindeki türbesi de bunlardan biridir. Evliya Çelebi’nin, “Ka­raca Ahmed Sultan Tekkesi mezaristan içindedir” şeklindeki ifadesinden burası­nın o dönemde bir türbe-tekke olduğu anlaşılmaktadır. Resmî olarak 1110 (1698) yılından itibaren Karacaahmet Sultan Me­zarlığı olarak adlandırılan mezarlığın bir diğer adı da Üsküdar Mekâbir-i Müslimîni’dir.

Şehircilik tarihi açısından da önem ta­şıyan Karacaahmet Mezarlığı’nın başlan­gıç noktası Menzilhâne Yokuşu’nun (gü­nümüzde Gündoğumu caddesi) başı idi. Cumhuriyet döneminde yapılan imar fa­aliyetleri sonucunda kuzeydeki Tunusbağı caddesinin nihayeti ve burada halen mevcut olan 1092 (1681) tarihli Hacı Fâik Bey Çeşmesi mezarlığın başlangıcı ol­muştur. Karacaahmet Mezarlığı’nı, Men­zilhâne Yokuşu başından başlamak üzere hepsi eski birer yerleşim yeri olan İnadiye, Tunusbağı, Çiçekçi, Talimhane. Hay­darpaşa, İbrahimağa, Seyitahmet dere­si. Harmanlık, Nuhkuyusu ve Aşçıbaşı mahalleleri ve semtleri çevreler. Günü­müzde içinde bulunan yollarla birlikte yaklaşık 750.000 m2-lik bir araziyi kapla­yan mezarlık Miskinler, Saraçlar Çeşme­si, Şehitlik, Musalla ve Duvardibi adlı beş büyük bölgeye ayrılır. Mezarlık kuzeyde Tunusbağf ndan güneyde İbrahimağa ça­yırına doğru eğimli bir arazi yapısına sa­hiptir. Seyitahmet deresi vadisi mezarlı­ğın en çukur kısmını teşkil eder. Güneyin­de İbrahimağa çayırının devamında Kara­caahmet Mezarlığı’ndan ayrı kabul edi­len Ayrılık Çeşmesi Mezarlığı yer almak­tadır.

Karacaahmet Mezarlığı, eskiden Ayrı­lık Çeşmesi’nden sonra Acıbadem cadde­sini aşarak yamaçtan aşağıya Söğütlüçeş-me’ye inmekte, buradan itibaren mezar­lığa Mahmutbaba Mezarlığı adı verilmek­teydi. Bu mezarlığın karşısında Söğütlü-çeşme Tren İstasyonu önünde bir bölüm daha vardı. Burada dereyi aşan Taşköp­rü’den sonra mezarlık Fenerbahçe Stad­yumu arkasında devam ederdi. Karaca-ahmet’in son ucu, şimdi Ankara yolu sa­pağı başındaki Kalyonlar başhalifesi ve ailesinin sofasıyla az ilerideki Kızıltoprak Camii yanındaki hazîre idi.

Menzilhâne’den başlayarak Karacaah­met Türbesi’nin önünden geçen ve mezarlığı katedip Ayrılık Çeşmesi’ne ulaşan güzergâh surre alayının yapıldığı ve ordu­nun sefere çıktığı yoldur. Bu yol, iki yanın­da yer alan ve her biri bir mimari şahese­ri olan aile sofaları ve devlet adamlarının mezarlarıyla Karacaahmet Mezadığı’nın bel kemiğini oluşturur. Yol üzerinde me­zarlar arasında sırasıyla Hoca Sâdeddin Efendi, Karaca Ahmed, Arapzâde, Moi-lacık, Miskinler ve Hacı Hüseyin Paşa se­billeri bulunmaktadır.

İlgili Makaleler