Edebi Şahsiyetler

Kara Şemsi Kimdir, Hayatı, Hakkında Bilgi

Kara Şemsî (1829-1886) Mevlevi şairi.

1829 Martında Konya’da doğdu. Asıl adı Süieyman olup Kara Abdal ismiyle de tanınmaktadır. Konya’da arazi sahibi Âşık Osman’ın oğludur. İlk tahsilini bu şehir­de yaptı. On beş-on altı yaşlarında İken Şems-i Tebrîzî Dergâhi’na intisap etti. Türbedar Seyyid Emîrşah Kaygusuz Ab­dal Dede’nin yardımıyla çeşitli dinî eser­ler okuduktan sonra Abdal Mehmed Sûdfye intisap ederek Mevlânâ Dergâhı’nın matbahında çilesini ve seyrü sülûkünü tamamladı (1844). Kendisinden inâbe al­dığı Kaygusuz Dede ona Şems-i Tebrîzî’ye izafeten “Şemsî” mahlasını verdi.

Kaygusuz Dede’nin talimatı üzerine Afyonkarahisar Mevlevîhânesi’ne giderek orada dört yıl kadar ilim tahsiliyle meşgul oldu. Bursa ve İstanbul’daki dergâhları ve meşâyihi ziyaret ettikten sonra tekrar Konya’ya döndü (1856). 1857’de evlendi ve bu evlilikten sırasıyla Mehmed Şemseddin, Hasan Hüsnü ve Hüseyin Arif adlarında üç oğlu dünyaya geldi.

1870 yılında Horasânî Ali Dede’nin ve­fatı üzerine meşihatla Aydın Güzelhisa-rı’nda onun dergâhına gönderildi. Orada irşadla meşgul olurken Girit’teki Hanya Mevlevîler’inden gelen davet üzerine 1872’de Hanya’ya gitti ve ailesiyle oraya yerleşti. 5 Temmuz 1880’de açılan Hanya Mevlevîhânesi’nin İnşasında büyük hiz­metleri oldu. 23 Zilhicce 1303’te (22 Ey­lül 1886) Hanya’da vefat etti ve mevlevîhânenin naziresine defnedildi. 1924 nü­fus mübadelesinde dergâhın bazı eşyası ve hazîrede yatan diğer şeyhlerin naaşla-nyla beraber Kara Şemsi’nin naaşi da ön­ce İzmir Mevlevîhânesi naziresine, onun yıkılması üzerine Balçova Mezarlığı’na nakledildi.[Kara Şemsi ve oğullarının Han­ya Mevlevîhânesi’ne hizmetleri için bk. hanya mevlevîhânesi]

Dinî ve tasavvufi manzumeler yazan, Nûrî, Şemsî, Sem7, Niyâzî. Abdal mahlas­larını kullanan Kara Şemsi’nin Türkçe ve Farsça manzumelerinin bulunduğu diva­nı oğlu Hüseyin Arif tarafından Tuhf-tü’î-Mesnevî alâ hubbi’l-Haydari ve Dîvânçe-i Kara Şemsî adıyla, başında Girit vilâyeti mutasarrıfı İbrahim Şerif Efendi’nin birtakriziyle birlikte yayımlan­mıştır (İstanbul 1305). Divanının baştan on altı sayfalık kısmında Farsça manzu­meler, geri kalan kısımda ise kırk altısı gazel olmak üzere toplam seksen dört manzume bulunmaktadır. Farsça kısım­daki münâcât, na’t, methiye ve mersiye­lerle Türkçe kısımdaki kaside, tarih, mu­rabba, şarkı ve gazel türünde manzume­lerin toplam beyit sayısı 1040’tir. Divanın başında ayrıca müellif hakkında bilgi var­dır.

TDV İslâm Ansiklopedisi

İlgili Makaleler