Tarihi Şahsiyetler

Kansu Gavri Kimdir, Biyografi, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi

Kansu Gavri (ö. 922/1516) Memlûk sultanı (1501-1516).

Asıl ismi Cündeb, künyesi Ebü’n-Nasr olup Seyfeddin ve Kansu lakaplanyla ta­nınır. Yanlışlıkla Afganistan’daki Gur böl­gesine nisbetle Gûrî, fakat daha doğru ve yaygın olarak Mısır’daki Gavr askeri oca­ğına izafetle Gavri şeklinde bilinir. Kansu adı ise Türkçe’de “kanı saf anlamına ge­len kanısavdan bozmadır. Kendisini Çer­kez diyarından getirip Sultan Kayıtbay’a satmış olan Baybardî’ye nisbetle “Kansu min Baybardî” ve Eşref Kayıtbay’a izafet­le Eşrefi şeklinde de anılır. Mısır’a gelme­den önceki hayatı hakkında çok az bilgi vardır. Doğum tarihi kesin olarak bilinme­mekle birlikte yetmiş sekiz yaşlarında öl­düğüne göre 844’te (1440-41) doğmuş olduğu söylenebilir.

Kansu Gavri, Gavr askerî ocağında ye­tiştikten sonra önce sultanın câmedân, ardından hasekiyyelerinden biri oldu. 886’da (1481) Yukarı Mısır’ın kâşifliğine getirildi, üç yıl sonra da emîrler zümre­sine girerek “onlar emîri” oldu. Memlûk Sultanlığfnın kuzey seferlerine katıldı, 1485-1491 Memlük-Osmanlı savaşları sırasında Memlükler’in eline düşen Tar­sus’un nâibliğine tayin edildi (894/1489). Daha sonra Halep nâibliğinden hâcibü’l-hüccâblığa, ardından Malatya nâibliğine getirildi. 1496’da Kayıtbay ölünce Kahire’-ye dönerek Nasır Muhammed’in hizme­tine girdi ve “mukaddemü’1-ulûf” payesi­ne, arkasından da “re’sü nevbeti’n-nüv-vâb”liğa yükseltildi. Canbolat el-Eşrefı zamanında (1500-150l) Şâm naibi Kas-ru’nun isyanını bastırmak üzere Devâtdâr Tumanbay’ın kumandası altında se­fere çıktı. Ancak Tumanbay, âsi Şam va­lisiyle birleşerek Canbolat’ı tahtından in­dirip kendini sultan ilân edince Gavri sırasıyla devâtdârlık, vezirlik ve üstâdüd-dârlık görevlerini üstlendi. Sultan Tuman­bay emirlerin kendi aleyhine döndüğünü görünce bir süre Kahire’de gizlendi. Tumanbay’a muhalif mukaddem emirleri aralarından uygun birini sultan seçmek üzere toplandılar ve yaşı altmışı aşmış olan Kansu Gavri’yi uygun gördüler. As­lında emirler onu, saltanat hırsının bulun­mayışından ziyade yaşlılık ve zayıflığından yararlanarak dilediklerini yapabilecek­lerini sandıkları için seçmişlerdi. Böylece 1 Şevval 906’da (20 Nisan 1501) Abbasî Halifesi Müstemsik-Billâh ve devlet ileri gelenleri tarafında kendisine biat edilen Gavri’ye el-Melikü’l-Eşref lakabı verildi.

Kansu Gavri, önce asayiş ve güvenliği sağlayıp iç meseleleri çözmeye çalıştı. Yaptığı ilk icraat, tekrar saltanatı ele ge­çirmeye çalışan selefi Tumanbay’ı orta­dan kaldırmak ve ona tâbi olanları Yukarı Mısır’a sürdürmek oldu. Sadık emirlerini devletin önemli makamlarına getirdi, bu arada kendisini tahttan indirmek iste­yenleri bertaraf etti. Devlet kadrolarına yakınlarını tayin ederek mevkiini güvence altına almaya çalıştı. Haseki memlüklerini arttırıp sayılarını 1502-1516 yılları arasın­da 1200″e çıkardı. Bunlardan 400 köleyi ayırdı ve bu köleler onun adına nisbetle “el-memâlîkü’l-Eşrefıyye el-Gavriyye” diye anıldı.

O sırada Portekizliler’in doğu ticaret yo­lunu kesmelerinden dolayı Mısır Önemli miktarda vergi geliri kaybına uğramış du­rumdaydı. Bu yüzden Gavri çeşitli züm­relerden, hatta nâib ve kâşiflerden tahsil edilen vergileri arttırırken tüccar, mukâ-taa sahipleri ve esnaftan alınan vergileri de bir yıl önceden toplattı. Müsadere sis­temini yaygın hale getirdi, ticarî mallara ağır vergiler koydurdu. Halkın malî yön­den daha çok ezilmesine yol açan ayarı düşük sikkeler kestirip devlet hazinesini doldurmaya çalıştı. Onun bu uygulama­ları çeşitli kesimlerce tepkiyle’karşılandı. Mısır. Suriye ve Hicaz’da merkezî hükü­mete karşı isyanlar çıkarken Şam halkı da nâiblerine baş kaldırdı. Trablus naibi Devletbay ile Halep naibi Sıbay. bu olay­ları istismar ederek Sultan Gavri’yi devir­mek için Kıyt er-Recebî’yi de yanlarına alıp birleştiler, Kansu Gavri, bu ittifakı önce Mısır’da ve ardından gittiği Şam’da dağıttı. EmîrSıbay’aŞam nâibliğini vere­rek durumu lehine çevirmeyi başardı. Ancak 920 Rebîülevvelinde (Mayıs 1514) kuzeye gerçekleştirilen sefer sırasında Memlûk askerlerinin Halep halkına yaptığı zulümler yüzünden Halep nâibiyle ça­tışmalar meydana geldi. Bu olayın, daha sonra Osmanlı padişahıyla ilişki kuran Halep naibi Hayır Bey’e ve Halep halkına büyük tesiri olmuştur. Hicaz’a da aleyhine çıkan olayları bastırmak için birkaç sefer düzenleyen Kansu Gavri sonunda duru­ma hâkim oldu ve Mekke’ye Şerif Berekât’ı tayin etti.