Kamran Mirza Kimdir, Hayatı, Dönemi, Hakkında Bilgi
Kâmrân Mirza (ö. 964/1557) Bâbürlü Devleti’nin kurucusu Bâbiir’ün oylu.
915’te (1509) Kabil’de doğdu. Annesi, Sultan Ali’nin kardeşi Gülruh Begüm’-dür. Bâbür, Kandehar Kalesi’nin fethinden sonra idaresini Kâmrân Mİrza’ya verdi. 932’de (1526) Panipat Savaşı’mn ardından üvey kardeşi Hümâyun Hint fetihlerine katılmış ve Agra’ya kadar olan yerleri babası adına ele geçirmişti. Bâbür, Hümâyun’un bu zaferleri sırasında Hindistan’dan alınan ganimetin bir bölümünü Kâmrân Mİrza’ya gönderdi. Ayrıca Belh ve Hisar’dan tahsis ettiği topraklan da ona ihsan etti.
Bâbür’ün vefatı (937/1530) ve yerine Hümâyun’un geçmesinden sonra kardeşler arasındaki anlaşmazlık su yüzüne çıktı. Hümâyun, Afganlılar’ın yanı sıra kardeşleriyle de uğraşmak zorunda kaldı. Lahor Kalesi’ne giden Kâmrân Mirza, Safevîler’den Şah I. Tahmasb’ın Kandehar”ı boşaltması üzerine burayı ele geçirdi (1532). Ancak Afganlı Şîr Han’ın Kuzey Hindistan’a hâkim olması üzerine Kabil’e çekildi. Bir ara Sind yöresine gitti. Ardından gizlice tekrar Kabil’e döndü ve bir baskınla Hümâyun’un oğlu Ekber’i mai-yetiyle birlikte ele geçirdi. Kâmrân Mir-za’nın bu arada kardeşi Hindal Mirza ile de arası açıldı. Girdikleri çarpışmada Hindal yaralanarak ölünce ağabeyi Hümâyun’un intikamından çekinerek Afganlı-lar’dan Şîr Han’ın oğlu Selim Han’a sığınmak istedi, ondan yüz bulamayınca eşkı-yalıklarıyla tanınan Kokharlar’ın (Khokar) yanına giti. Ancak Kokhar reisi tarafından Hümâyun’a teslim edildi. Afganlılar ile bir olup Hindal’ı öldürmekle suçlanarak gözleri oyuldu. Böylece devlet işlerinden elini çekmek zorunda kaldı.
Argunlu Hükümdarı Şah Hasan’ın kızı olan hanımı Mâh Çiçek Begüm ile 961 (1554) yılında hacca giden Kâmrân Mirza Zilhicce 964’te (Ekim 1557) Mekke’de vefat etti; birkaç ay sonra da hanımı öldü. Kâmrân Mirza’nın kendisi gibi şair olan oğlu Ebü’l-Kâsım, Ekber tarafından tehlikeli bir rakip olarak görüldüğünden 964’te (1557) Gevâliyâr’a sürüldü, birkaç yıl sonra da öldürüldü.
Kâmrân Mirza, Bâbürlü edebiyatının ilk temsilcilerinden olup vasat bir şair olarak kabul edilir. Hâfız-ı Şîrâzî’nin tesirinde kalmış, şiirlerinde genellikle aşka, zaman zaman da hikemî ve dinî-tasavvufî unsurlara yer vermiştir. Kâmrân Mirza’nın Türkçe ve Farsça şiirlerini içeren divanının Bankipûr Şarkiyat Kütüphanesi [477] ve Kalküta nüshaları bilinmektedir. Kalküta nüshası 1912’de Bankipûr Şarkiyat Kütüphanesi’ndeki nüshadan istinsah edilmiştir. Eser Ali Alpaslan ve Kemal Eraslan tarafından yayımlanmıştır.[478] Farsça divanının tek nüshası Patna’da Hudâbahş Kütüphanesinde [479] bulunmaktadır.[480] Mevlevi Abdül-velî’nin Türkçe ve Farsça şiirlerinden yaptığı seçmeler Bombay’da yayımlanmıştır
TDV İslâm Ansiklopedisi