Kaimi Kimdir, Hayatı, Edebi Kişiliği, Hakkında Bilgi
Kâimî (ö 1102/1691) Bosnalı mutasavvıf şair.
Asıl adı Hasan olup Kâimî Baba diye de bilinir. Kâimî mahlasını kırk gün boyunca ayakta halvet halinde kaldığı için almıştır. Hayatıyla ilgili bazı menkıbelerde mahlasının Slavca “ka’i mi” bizim gibi sözünden geldiği de belirtilmektedir. Avusturya ordusunun 1697’de Saraybosna’ya yaptığı saldırı sırasında çıkan yangında tarihî
belgeler yok olduğundan hayatı hakkında fazla bilgi edinilemeyen şairin 1628 -1638 yılları arasında Saraybosna’da doğduğu kabul edilmektedir. İlk öğreniminden sonra Sofya’ya giden Kâimî, Uziceli Şeyh Muslihuddin’den icazet aldı; ardından İstanbul ve Konya’ya gitti. Daha sonra Saraybosna’ya dönerek Sinan Ağa Tek-kesi’ne şeyh oldu. Kaimîbu Kadiri tekkesinin adı bilinen ilk şeyhidir. Aynı zamanda kendi evinde 1078’de (1667-68) kurduğu bir Halvetî tekkesinin de şeyhliğini yürüttü.
Birçok mahallî yazar ve menkıbe. Hasan Kâimî’den sevilen bir hatip ve 1093 te (1682) Saraybosna’da vuku bulan halk ayaklanmasının önderi olarak bahseder. Ancak onun bu isyana katıldığını doğrulayan bir belge yoktur. Kâimî, muhtemelen şehrin ulemâsı ile anlaşmazlığa düştüğünden İzvornik’e (Zvornik) sürgüne gönderildi ve orada vefat etti. Şeyhî ve Safâî’ye göre ölüm tarihi 1090’dır (1679). Fakat şiirlerinde tasvir ettiği tarihî olaylara göre vefat tarihinin 1690 -1691 yılları olması gerekir ki çağdaş araştırmacılar da bu tarihi benimsemektedir. Kâimî’nin türbesi bölgedeki önemli ziyaret yerlerinden biriydi.
XVIII. yüzyılın Boşnak şairlerinden Mehmed Meylî İle XIX. yüzyılda yaşamış Şâkir Muîdîzâde, Kâimî hakkında gazeller yazmışlardır. Osman Aziz’in XIX. yüzyıla ait “Ago Saric” adlı hikayesiyle çağdaş Boşnak yazarlarından Derviş Susİç’İn Kaimija adlı eserinin kahramanı olarak şairin ele alınması hâtırasının Bosna coğrafyasında canlı olduğunu göstermektedir.
Osmanlı Türkçesi ile yazdığı şiirlerinde döneminin siyasî olayları yanında vahdet-i vücûd nazariyesine de yer veren Kâimî’nin bazı beyitlerinde ilm-i cefr yoluyla gelecekten haber verdiğine inanılmıştır. Aruz ve hece vezniyle yazdığı Dîvân’ı Vâridât’tan daha çok şiir ihtiva eder. Klasik gazellere göre uzun olan ve tevhid temasını işleyen bu şiirlerin çoğu tekke şiirine yakındır ve genellikle Abdülkâdir-i Geylânî için yazılmıştır. Varidat diye adlandırılan ikinci divanı uzun kasidelerini ihtiva eder. Bundan dolayı nüshaları genellikle Kasidâl-ı Kâimî adını taşır. Eserde kasideler dışında birkaç gazel, terki-bibend, terciibend ve mesnevi de yer alır. Başta İstanbul ve Saraybosna olmak üzere Zagreb, Belgrad, Paris, Cambridge, Vatikan. Baku. Bratislava, Tübingen, Upsa-la, Taşkent, Marburg ve Kahire’deki kütüphanelerde bu iki divana ait 100 civarında nüsha bulunmaktadır. Ayrıca Arap harfleriyle Boşnakça olarak biri Girit’in fethi için, diğeri tütün aleyhine olmak üzere iki uzun manzumesi vardır. Jasna Samic. Kâimî’nin hayatı ve şiiri üzerine hazırladığı doktora tezinde.Fransızca tercümeleriyle birlikte çeşitli şiirlerine yer vermiştir.
TDV İslâm Ansiklopedisi